Kediname 9
Badesu ve Koçero’nun imkansız aşkı
Kedi canlara isim koyma konusu başlı başına eğlenceli bir iş. Yalnız yaka iğnesi gibi minnacık pisiye Haydut adını koyanları ne kadar yadırgıyorsam, can yoldaşını aşağılayan isim verenlere de o kadar sinirleniyorum. Kızılderililer gibi illa gerekçesi, öyküsü vardır ama bunu cümle âleme ilân etmek yavrucağa da haksızlık; Kakalı, Osurgaç, Sümsük gibi hakaret içerenler örneğin. Pisicik adının anlamını bilse kim bilir ne kadar kalbi kırılırdı. Daha fazla saymak istemiyorum, gerçekten de çevremde kedi evlatlarına bu isimleri koyanlar var. (Okuyorlarsa onlar da bana kızacaklar.)
Bazı isimler artık yaygın kullanımda. Siyam kedilerine Siyami, tekirlere Bekir veya Tekil, siyahlara Gece, Kömür, beyazlara Pamuk.
Boncuk, Minnoş, Mestan’ları kanıksamışken çocukluğumda ilk kez bir gazete haberinde Münir Özkul’un kedisi Saime’yle fotoğrafına rastlamıştım. Saime… çok hoşuma gitti ve o günden sonra ben de kedilerime insan isimleri koymaya başladım. Talat, Osman, Şennur… Bunlar ev dışında beslediğim kedilerdi.
Emirgân’da dedemlerin bahçesinde bir kediye Talat adını verdiğimde rahmetli dedem biraz kızmıştı. Koskoca Talat Paşa’nın adını nasıl vermişim filan…
Heybetli isimler.
Bu canlar madem huzur ve neşe kaynağı, doğal olarak bu isimlerine de yansıyacaktı. Muhtar, Haydar, Beşir, Bihter, Yosma. Bu arada Yosma, hafif meşrep kadın gibi algılansa da aslında güzel kadın anlamında. Fakat ne yazık ki, arkadaşımın yarı demans olan kayınvalidesi Yosma adını unutur, “Or…u, gelsene” diye seslenirdi.
Zamanla bu isimlere ekler geldi. Simitcan, Zeytinsu gibi.
Bu arada ablamın kedisi Tom Hanks… Alerjisi olduğundan eve alamıyor, apartmanda kaçamak besliyor. Paris Charles de Gaulle Havalimanı’da 18 yıl yaşayan bir kişiden esinlenerek çevrilen bir film var, ismi Terminal.
Filmin kahramanı, (Tom Hanks), ülkesinde darbe olduğu için, pasaportu geçersiz olan bir kişi. O da, dışarı çıkamadan dokuz ay New York JFK Havalimanı’nda yaşıyor.
Ablamın kedisi de (Tom Hanks), hava kararırken apartmana giren biriyle içeriye dalıyor ve sabaha kadar içeride kalıyor. Böyle yaşıyor. Kedicik isminin Spielberg’den geldiğini bilmiyor doğal olarak.
Entelektüel dostlarımızın kedileri Ernesto, Topesto. Yakışır, değil mi?
Şimdi bir de Dilber modası var.
Sosyal sınıf ve isimler.
Her biri sosyal sınıfını da gösteriyor. Badesu, özel üniversiteyi kazanmış kokoş gençkız havasını yansıtıyor. “O bir küçük hanfendü…” Keşanlı Ali Destanı’ndaki gibi haddini bilmesi beklenen Karabaş tiplemesi ise, maço sahibinin yetiştirmesi Koçero. Aynı sokağın farklı evlerinden bir aşkı memnu… Gönül işte, insan da olsa, kedi de olsa laf dinlemiyor. Vuslat çok zor. Badesu ve Koçero’nun imkansız aşklarını isimleri apaçık anlatıyor. İsimler genelde eğlenceli ama bazen de Günaydın Hüzün’deki kadar iç burkucu…
Füsun ALTINOK
Füsun ALTINOK/kentekrani
Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız
www.kentekrani.com 23 Şubat 2024