Kedinâme (5) Çakal Carlos Sarıttin
“Bence sen de şimdi herkes gibisin…”
Nazım’ın bu dizesini sevdiceğine söylemek kolay mı? Yorgun ruhun, acılı kalbin itirafı. Peki kedi canına söyleyebilir misin? Zooooor?
Geçen hafta başıma geldi, oradan biliyorum.
Semtin bıçkını sarı fırtına Sarıttin, (isim annesi benim) apartmana girip tam siper pusuya yatmış.
Bu terörist sarmanın kulağında çentik var. Bu nişanesinden belli ki, kısırlaştırılmış. Artık çocuğu olmayacak. Süper! Çünkü kendisi Çakal Carlos’un kedi versiyonu. Çakal Carlos için eski Doğu Almanya gizli servisi Stasi’nin beyni Marcus Wolf, şöyle diyordu;
“Biz ona vahşi kedi derdik. Gözü dönmüş bir maceraycıydı. Belinde silah, etrafı kızlarla çevrili vaziyette, dipsiz bir kuyu gibi içki içip huzursuzluk çıkartıyordu.”
Aaa, ne kadar tanıdık! Aynı Sarıttin.
Sarıttin’in silahları, jilet gibi tırnakları ve köpek balığı dişleri. Çevresinde her zaman dişiler salınır. Bazen bu serseri için fıflayıp çığlıklar atarak birbirini yolarlar. Elemanın ne özelliği varsa artık… Hatun taifesi dengesiz, serseri mayın erkeklere bayılır zaten.
İşte bu Sarıttin, günlük rutininde semt çarşısında bir kaç yere konulmuş kuru mamaları yer. Sırf pisboğazlıktan bir iki restorana uğrayıp merhametli müşterilerin verdiği et, balık lokmalarını lüplerken garsonlar tarafından su atılmak suretiyle püskürtülür. Sonunda bizim apartmanımıza gelir. Ceza sahasında bir iki tur attıktan sonra içeri girenlerin ayaklarının arasından kamikaze gibi dalış yapar.
O gün de öyleydi. Hücre evi gibi giriş katındaki çift çıkışlı daireme iki cepheden giremeyince apartmana girip sotaya yatmış. Onu ortalarda görmeyince oh çekip eve girecekken komando gibi içeri benden önce uçuverdi. Kucaklayıp dışarı çıkaracağım anda müthiş sinirlendi ve kaplan efektiyle elimi dişledi. İki parmağımın arasından kan boşalmaya başladı.
Hikayenin gerisi malum. Kuduz aşıları, kuduz karnesi…
Olaydan sonra belalım gibi gelip kapıya dayanmaz mı? Sanki o arbedeyi yaşayan biz değilmişiz gibi tenor sesiyle maaaaaa diye bağırıyor. Apartmanda desibeli yükseltiyor ki komşulardan çekinip içeri alayım.
Söylenmelerime ‘klasik hatun dırdırı’ muamelesi yaparak pişkin pişkin geçti içeri. Kucağıma atladı, yanağımdan öptü. Başını sevdirdi. Rölantide mırlamaya geçti.
Hastane acilinde sürünmüşsün, aşılar yemişsin. Kuduz karnen eline tutuşturulmuş. Sarı haydutla karşılaşınca küsüp “Bence şimdi sen de herkes gibisin” de bakalım. Aşk bunlar aşk…
Füsun ALTINOK
Füsun ALTINOK/kentekrani
Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız
www.kentekrani.com 26 Ocak 2024