Kemal YALNIZ; “Usul olmadan vusul olmaz’’
Az biraz iktisat…
Ülkemizde iktisat eğitimi veren yüzlerce fakültede aynı şey öğretiliyor.
İktisat biliminin temel iki öğretisi olan;
A – Mikroekonomi
B – Makroekonomi
Birimcisi; birey ve kurumların davranışları ile sonuçlarını,
İkincisi; üretim, tükettim, enflasyon, istihdam, faiz, kalkınma ve gelir dağılımı gibi ekonomik göstergeleri ve sonuçlarını izler.
İktisat tıp gibidir. Yukarıdaki her bir öğretinin binlerce uzmanı vardır. Ben iktisatçıyım, ben ekonomistim demek çok da kolay değildir. Uzun, yorucu bilimsel bir eğitimi ve pratiği gerektirir.
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden 1970 yılında mezun oldum
50.yıl mezuniyet plaketimi alalı neredeyse dört yıl oldu.
Yukarıdaki konuları çok değerli hocalardan öğrenmeye çalıştım.
Lütfen yanlış anlaşılmasın, derdim asla bilimsel bir makale yazmak değil, haddim de değil.
İktisat ahlakı, insanlık tarihi içinde çağ ve zamana göre farklılıklar göstermiştir.
Başlangıçta ekonomik nizama çeki düzen veren ilahi bir kuvvet vardır.
Din ve ahlak anlayışının ekonomik davranışlara etkisi yadsınamaz.
Ancak İktisat, bilimsel bir öğretidir ve bununla ilgilenmez.
Neredeyse tüm fakültelerimizde; liberal ekonominin teorisyenleri, kuralları, pratiği ve sonuçları öğretilir. Kaynakların israfa yol açmayacak biçimde kullanımı anlatılır.
Adı serbest ekonomi de olsa kendi içinde bir düzeni vardır.
Bu sistemin bozulması halinde kamu devreye girer ve etkin bir hukuk düzeniyle müdahale eder.
Yani ekonomi bir hukuk düzeninin varlığı ile çarklarını döndürür.
Öyle konular vardır ki, vallahi altından kalkamazsınız.
Arz mı talebi, talep mi arzı belirler?
Sermayenin etkinliği mi faizi, faiz mi sermayenin etkinliğini tayin eder?
Para arzı mı fiyatları, fiyatlar mı para arzını körükler?
Üretim ile krediler arasındaki ilişki nedir?
Talep yetersizliği ekonomik buhrana yol açar mı?
Arz fazlalığının sonuçları nedir?
Ve tüm bunlar tüketiciye yansırken oluşan fiyat ekonomiye nasıl yön verir?
Yukarıdaki yazının başlığı aslında yol yordam demektir.
Yol ve yordam, günümüzde kuralların yazılı halidir ve adına hukuk denir.
Hukuk normlar bütünüdür.
Ve bir metodolojisi vardır.
Günümüzde ’’Bırakınız yapsınlar, bırakınız gitsinler’’ çok gerilerde kalmıştır.
Bırakırsak yapıyor(!) ve gidiyorlar…
Geleceği belirsiz olan ve hukuk düzeni çalışmayan ülkelerde;
Arz ve Talep yetersizliği,
İşsizlik,
Yatırım eksikliği,
Sermayenin ürkekliği,
Kaçınılmazdır…
Bilinmelidir ki, tasarruf ve yatırım aynı oluşumun farklı görünümüdür.
Ve her ikisi de güvenli limanların konuğudur…
Son sözümüz makroekonominin temellerini atan Keynes’ten olsun;
İnsanoğlunun temel sorunu üç değişkeni bir araya getirmektir.
Ekonomik verimlilik,
Sosyal adalet,
Bireysel özgürlük,
Saygı, sevgi ve inançla.
Kemal YALNIZ/İktisatçı
Kemal YALNIZ/kentekrani
Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız
www.kentekrani.com 10 Aralık 2023