YERİMİZDE SAYARKEN…

0

YERİMİZDE SAYARKEN…

Depremde en çok hasar alan il olmasına karşın can kaybının aynı oranda olmaması nedeniyle neredeyse görmezden gelinen ve altı milletvekili bulunan bir ilden bahsediyoruz ki yeniden imarı on yıllar sürecek…

En çok hasar alan iller listesinden çıkarılıp tepki alınca yanlışlık olmuş diye düzeltilen bir ilden bahsediyoruz.. Ki şehrin yüzde seksene yakın kısmı yıkılmış. Merkezi tamamen yok.. Ayakta görünen binaların hepsi ağır hasarlı.. Ve tüccar zihniyetinden kurtulamamış, az veya orta hasar aldırıp binalarını satma telaşına düşenlerin de olduğu bir ilden bahsediyoruz.. Binaların orta, ağır demeden yıkılması gereken bir ilden…
Okul bahçesi, basketbol vs. gibi alanlara yapılan eğitim, öğretim amaçlı kurulan çadırlar sel ve fırtına dolayısıyla uçuştu ve koptular yerlerinden. Doğanşehir gibi kaç yer sular altında kaldı ancak Malatya’yı haberlerde göremedik bile.

Enkaz kaldırma sürecinin yavaş işlediği, 850 bin civarı nüfusundan süreç başında 50 bin civarına düşen bir ilden bahsediyoruz..

Bu haldeyken bile bazı markaların, gerekse Afad iş dağılımının, haber kanallarının Malatya’yı görmezden gelmelerine karşın yine şehir halkının ısrarla durumunu göstermeye çalışması ve kendi başınalığıyla kalmış olma haliyle sesini yükseltmeye çalıştığı zamanlardan bahsediyoruz.. Üzerinden hayli zaman geçti.. Aşina oldukça acının her türlüsüne duyarsızlaşıyoruz. Değişen sadece bu…

Unutmayacağız desek de unutuyoruz… Unutuluyor… herkes aynı acıyı paylaşmıyor, önceliklerimiz, hassasiyetimiz farklı gördüğümüz gibi.. Aylar sonra bile çıkan cenaze ve dokunulmamış ölü binalar varken seçim yatırımları yapıldı afetin ertesi..

Ve yine yaklaşan bir seçim öncesi.. Sürekli seçim zamanları geliyor, gündem hızla değişiyor herkes eteğindeki taşları masalarına döküyor, maalesef yine bir tek bölgedeki insanlarımız siyasi malzeme olmak dışında umurlarında olmuyor..

Gündem değişirken değişmeyen tek şey yine bize yabancı olmayan düzen oyunları.. Kentlerin düştüğü bu durumdan hala rant sağlama çabaları var ne yazık ki.. Örnek mi?! Yapılamayan adliye binası… Başlanmasına bir türlü karar verilmeyen ve neden yapılmadığına dair artık soru işaretleri uyandıran, adalet ihtiyacının karşılanmakta zorluk çekildiği ve adalet sağlayıcılarının bir mekan olmadığı için çalışmakta zorluk çektiği bölgede adli binaların yapılmasına başlanmıyor oluşu akla direkt rant düşüncesini uyandırıyor. Defalarca talepte bulunulup aciliyet gerektiği bildirilmesine ve eylemler yapılmasına rağmen oyalama taktiği ile ne yazık ki sonuç alınamamıştır. Hem depremzede olup hem de şehirde kalarak görevini yapmaya uğraşan bu insanların çalışma hayatı gittikçe zorlaşıyor..

Herkes bir sebepten sesini duyurmaya çalışırken, şehrin toparlanma süreci için on yıllardan bahsedilirken idarecilerin bihaber tavırları elbette şehrimiz insanları adına üzücü… Her şey olduğu gibi, yerimizde sayıyoruz.. Her şey çok ağır ilerliyor kentte…

En çok yanımızda olması gereken zamanlarda olmayanların reklam yapma ve halkçı tutum içerisinde görünme çabaları eğreti duruyor, şehrimizin efendileri kusura bakmasınlar..

Deprem bölgesinde yeniden doğum sürecinin şu saatten sonra sadece bölgede değil bölgelerarası nitelikli sorumlular arasında yürütülmesi düşüncesi benimsenmelidir.

Devam eden projelerin şehir için ne şekilde katkı sağlayacağının istatiksel planlamasının gerekli görülmesi ve hali hazırda şehirdeki yönetim unsurlarının şehrin niteliğini yükseltecek donanımda olup olmadığının sorgulanması kentin yeniden inşa sürecinde faydalı olacaktır. Bir grubun tekelinde olmaması gereken inşa sürecinde hangi plan ve projenin, hangi ihalenin neden, niçin yapıldığı sorusu her zaman herkes tarafından sorulabilinir.

Hatice GÖRGEÇ/Tiyatro Eğitmeni

Hatice GÖRGEÇ/kentekrani

Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız

www.kentekrani.com 4 Kasım 2023

Yazarın Tüm Yazıları