YÜZÜNCÜ YIL KUTLAMALARININ ARDINDAN
Fransız düşünür Jean Jacques Rousseau “Bir devletin kurucusu, içinde bulunduğu çağda görevini yaparken, gelecek çağda da çalışmasının ürününü toplayabilmelidir” demiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün modern Türk toplumu yaratma çabalarındaki başarısı, halkın cumhuriyet kutlamalarına yoğun katılımıyla karşılığını buldu.
Gazze’de yaşanan dram ülkemizi sarsmış olsa da halkın sezgisi üstün gelmişti.
Görülmemiş ölçüde kalabalık sokaklardaydı.
Genç yaşlı, çoluk çocuk, kadın erkek demeden meydanlar ve Anıtkabir adeta mahşer alanı gibiydi.
Ülkemiz ay yıldızlı bayraklarımızla gelincik tarlasını andırırken dillerde Onuncu, Ellinci, Gençlik ve İzmir marşları ile Andımız ve Gençliğe Hitabe vardı.
Yüzüncü yıl marşı ise görünürde yoktu.
İstiklal Marşımız da ulusumuz tek yürek olmuştu.
Türk ulusal bilincinin yaratılması ve gelişmesi ulu önderin en büyük isteklerinden biriydi.
Ülkemizin yaşadığı en uzun barış döneminin belli başlı politik sloganlarından ve kuruluş felsefesine uygun düşen “halkçılık” ilkesi son zamanlarda alışılmamış bir şekilde kendini sahada gösterdi.
İçinde cumhuriyetle özdeşleşen öz benlik, haysiyet, insan hak ve özgürlüğü vardı.
Kutuplaşmanın sona ermesini isteyen Türk Halkı koyduğu irade ve özümsediği “Yurtta sulh, cihanda sulh” veciz sözüyle tüm dünyaya gerekli mesajı verdi.
Kutlamalar, ortak payda olan Atatürk’ün yaratıcı katkısıyla oluşturulan sentezin değerini gösterdi.
Kutlamaların son adresi İstanbul’du.
Türk Deniz Kuvvetleri’nin İstanbul Boğazı’ndan tarihsel geçişi kutlamalara damga vurdu.
Çok farklı tip, özellik ve manevra kabiliyetine sahip 100 parça geminin dünyanın sayılı ve zor su yollarından biri olan İstanbul Boğazı’ndan disiplinel bir şekilde geçişi titiz bir karargah çalışmasının sonucuydu.
Deniz Harp Okulu Marşı’nın dizelerinde olduğu gibi Türk Donanması’nın geçişi ile Türk Yıldızları ve Sola Türk göz kamaştırıcıydı.
Şahlan artık ey deniz şanlı dostlar geliyor
Ummanlara hükmeden Barbaroslar geliyor
Baş koymuşuz uğruna biz bu coşkun suların
Ruhumuza dalgasız ölçüler dar geliyor
Biz denizci gençleriz göğsümüz şeref dolu
Atatürk’ü izleyen yol Deniz Harp Okulu
Önceki dönemlerin aksine geçişin Avrupa yakasında bulunan Barbaros Anıtı, Dolmabahçe ve harf devrimi müjdesinin verildiği Sarayburnu’nu bordalamak yerine Anadolu yakasında yer alan Vahdettin Köşkü’ne doğru yapılması dikkat çekiciydi.
ve son Osmanlı Padişahı Mehmet Vahdettin!..
Saltanatı döneminde Mondros Mütarekesi imzalanmış
Kendisini ziyaret eden meclis heyetine işgalcilerin kudretini hatırlatarak meclisin dilini tutmasını tavsiye etmiş
Osmanlı Devleti’ni bir bütün olarak İngiliz emperyalizminin, daha genel olarak İtilaf devletlerinin ve İngiliz muhiplerinin sultasına sokmuş
İngiliz askerlerinin aldığı güvenlik önlemleri içinde Malaya Zırhlısı ile İstanbul’dan ayrılmış
İşgal Orduları Başkomutanı General Harrington’a eşlerini emanet etmekten dahi çekinmemiştir.
Dost ve düşmana gerekli mesaj ve çimarivaya cevap unutulmaya yüz tutan Atatürk’ten yadigar TCG Savarona’dan Dolmabahçe önlerinden olsaydı, yüzüncü yıl kutlamaları daha fazla anlam kazanacaktı.
Bir kez daha görüldü ki, her şeyi ulu öndere borçluyuz.
Son sözse; Türkiye yüzyılı ne Yeni Osmanlıcılık hayalinde ne de Büyük Ortadoğu Projesinde, bu toprakların üzerinde sonsuza kadar yaşayacak Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tedir.
İsmet HERGÜNŞEN
İsmetHERGÜNŞEN/kentekrani
Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız
www.kentekrani.com 4 Kasım 2023