CUMHURİYET VE KADIN
“Dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir.”
Ulu önderimiz Atatürk, bu sözüyle kadına verdiği değeri ortaya koydu. Kadının toplum ve çağdaşlaşma için öneminin altını çizdi.
Sadece kadını ikinci sınıf vatandaşlıktan eşitliğe yükselttiği devrimleri, onu liderlikte eşsiz kılar.
Pazar günü Cumhuriyetimizin 100. Yılı’nı coşkuyla kutladık.
Ellerinde Türk bayrağı taşıyan, bayrağımızın al rengini giysilerine yansıtan halk ne güzeldi. Özellikle kızlı- erkekli birlikte yürüyen gençler.
Bu çağdaş görüntü atamızın eseri.
Türk kadını Atatürk sayesinde tüm dünya kadınlarından önce birçok hakka kavuştu.
Dini anlayışla, fermanlarla kısıtlamalar altında yaşayan kadın, Atatürk devrimleri ile çağdaşlaşma yolunda hızlı adımlar attı.
Göçebe Türklerde kadın at biner, ok atar, kılıç kuşanırdı. Kadın sosyal yönden erkekle eşit görülürdü. Kadın da evde söz sahibiydi. Erkeğe ‘ev ağası’, kadına bugünlere de ulaşan haliyle ‘ev hanımı’ denirdi. Erkekler teķ eşliydi. Kız bebeklere de erkek bebekler kadar sevinilirdi.
Ancak İslami kültürle birlikte yaşamı değişen kadın dini yorumlara göre yoğruldu. Erkek ve kadın iki ayrı hayat yaşadı. Kadın peçe taktı, kafes arkasına itildi, fermanlar çıkarılıp yasaklarla donatıldı.
Teokratik devlette dini eğitimin verildiği Sıbyan mekteplerinden başka okullara gidemeyen, meslek edinemeyen, evlenince mirastan erkek kardeşlerinin yarısı kadar pay alan kadın, silik bir hayat yaşadı.
Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinde kız çocuklarının eğitimiyle ilgili olumlu gelişmeler olsa da yetersiz kaldı.
Ta ki Mustafa Kemal, tarih sahnesinde yer alana kadar.
Kurtuluş Savaşı döneminde hem evine hem cepheye yetişen, milli mücadelede etkin rol oynayan kadın, laik Atatürk Cumhuriyeti ile kabuğunu kırdı.
Atatürk ilke ve inkilapları ile birey oldu, topluma ve sosyal hayata karıştı.
Cumhuriyet’in eşit haklarına ulaştı.
Atatürk ‘bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının yegane sebebi kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizliktir’ diyordu.
‘Bir camianın yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça ilerlemenin mümkün olamayacağını’ söylüyordu.
Bu düşüncelerle devrimlerini yaparken kadın haklarına öncelik verdi. Türk kadınını bugünkü modern yapısına kavuşturdu. Yüzyıllarca yapılamayanı hızlıca yaptı.
1926’da kabul edilen Medeni Kanun’la çok eşli evlilik kalktı. Kadına da boşanma hakķı verildi. Resmi nikah, mahkemede boşanma kabul edildi. Kadın da miras haķķına kavuştu. Kadın seçme ve seçilme hakkına kavuştu. Dünyaya örnek oldu.
Kısacası kadın- erkek eşitliği kanunlar önünde sağlandı.
Atatürk milli kültür, laik ve bilimsel eğitimin temellerini attı.
Atatürk kadının her alanda yetişmiş insan gücü olması için reformlarını yaparken en önemli görevin ise ‘analık ‘ olduğunu belirtti, “Eşini mesut edebilecek herkes evlenmelidir. Çoluk çocuk sahibi olmalıdır. Bana bakmayınız. Bu meselede örnek İsmet Paşa’dır. Benim hayatım başka türlü düzenlenmiştir ” sözleriyle ailenin de önemini vurguladı.
Ne mutlu ki, 100 yıldır Atatürk kadınları onun çizdiği doğrultuda ilerliyor.
Kariyer yaparken gelecek nesli de Ata’nın izinde büyütüyor.
Pazar günkü coşku sadece bir kutlama değil ikinci yüzyılı da müjdeliyor.
Zeynep Nurten UZER/Gazeteci-Yazar
Zeynep Nurten UZER/kentekrani
Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız
www.kentekrani.com 3 Kasım 2023