Mısır’da, en az 1000 yıl öncesine ait batık şehirde yeni hazineler keşfedildi.
Arkeologlar, hazinenin 1000 yıl önce Akdeniz’e batan ‘kayıp’ Mısır şehri Heracleion’a ait olduğunu belirtiyor .
Herakleion, MÖ 331’de Büyük İskender tarafından İskenderiye’nin kurulmasından önce yüzyıllar boyunca Mısır’ın Akdeniz’deki en büyük limanıydı.
Heracleion, Atlantis’in Mısır’daki versiyonu olarak tanımlanıyor, ancak Heracleion’un aksine birçok kişi bu efsanevi adanın var olduğundan şüphe ediyor .
Arkeologlara göre Heracleion, M.Ö. 8. yüzyılda kurulmuş ve Yunan dünyasından gelen tüm gemiler için Mısır’a zorunlu giriş limanı olmuştur.
Ancak Heracleion, muhtemelen MS 8. yüzyılda tamamen Akdeniz’in derinliklerine gömülmeden önce, deprem ve tsunami gibi ‘çeşitli doğal felaketlere’ maruz kaldı.
Liman şehrinin kalıntıları şu anda denizin altında, Mısır’ın bugünkü kıyılarından yaklaşık dört mil (7 km) uzakta bulunuyor.
Bu yılın temmuz ayında gerçekleştirilen son kazı, Mısır’ın hava tanrısı Amun’a adanmış büyük bir tapınağın kalıntılarının bulunduğu kayıp şehrin güney kanalını kapsıyordu
Tapınağın bulunduğu yerdeki buluntular arasında gümüş ritüel aletleri, altın takılar ve muhtemelen parfüm için olan kırılgan kaymaktaşı kaplar vardı.
‘Tanrılara içki sunmak’ için tasarlanan iki ritüel yemek, eski Mısır’da son derece değerli olduğu düşünülen gümüşten yapılmıştı.
Arkeolog Goddio, “Afetin şiddetine ve büyüklüğüne rağmen bozulmadan hayatta kalan bu kadar hassas nesnelerin keşfedilmesi son derece etkileyici” dedi.
Tapınak alanının altında, MÖ 5. yüzyıldan kalma, iyi korunmuş ahşap direkler ve kirişlerle desteklenen yer altı yapıları da bulundu.
Amun tapınağının doğusunda, antik Yunan cinsel aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit’e adanmış bir Yunan tapınağı da keşfettiler.
Kutsal alanda, seramik kaplar ve kalkanlarla çevrelenmiş, ördek şeklindeki sıradan bir nesnenin de aralarında bulunduğu ithal bronz ve seramik objeler ortaya çıkarıldı.
Narin dökücü, M.Ö. 4. yüzyıldan kalma olsa da, şarap dökmek için kullanılmış olabilir ve bu da potansiyel olarak bir tür Yunan ticareti olduğunu düşündürür.
Goddio, “Bu, Saïte hanedanının Firavunları (MÖ 664 – 525) döneminde ticaret yapmalarına ve şehre yerleşmelerine izin verilen Yunanlıların kendi tanrılarına ait kutsal alanları olduğunu gösteriyor” diye ekledi.
‘
