Derya ULUSOY; Uzaylı Mumyalar: Sansasyonellik Bilim Kılığına Bürünürse (1)

0

Derya ULUSOY; Uzaylı Mumyalar: Sansasyonellik Bilim Kılığına Bürünürse (1)

Büyük bir konferans salonunun loş karanlığındasınız, beklentinin ağırlığı havada hissediliyor.

Şık bir siyah takım elbise giymiş, esrarengiz bir şovmen tek bir spot ışığının halesine girerken; elleriniz gerilimden koltuğunuzun kenarlarını kavrıyor. Şovmen gösterişli bir hareketle, bir uzaylının mumyası olduğunu ilan ettiği şeyi ortaya çıkarmaya hazırlanıyor. Kalp atışlarınız hızlanıyor, gözleriniz büyük bir beklentiyle açılıyor. Bu, uzak galaksilerden gelen yaşamın varlığını kesin olarak kanıtlayan, dünyayı sarsacak bir vahiy olabilir mi?

Uzaylıyı ardında saklayan kırmızı perde yavaşça yükselmeye başladığındaysa, içinizi kemiren derin bir şüphe düşüncelerinizi istila ediyor. Arkanızdan gelen fısıltıları duyuyorsunuz. Şovmenin geçmişte hileli gösteriler düzenlediğine dair söylentileri işitiyorsunuz. Gösterinin sonunda ışığa doğru adım attığınızda, başlangıçta içinizi dolduran tatlı heyecan kayboluyor. Ve yerini ağır bir şüphecilik dalgasına ve belki de varoluşsal bir hayal kırıklığının fısıltısına bırakıyor.

Jaime Maussan: Uzaylı Anlatısında Tuhaf Bir Karakter

Bu kafanızda canlandırmanızı istediğim senaryo, ne kadar kurgu gibi görünse de gerçek bir olay. Geçtiğimiz hafta Meksika parlamentosunda, tuhaf bir uzaylı mumyaları sunumu gerçekleşti. Gizemli ve paranormal konulara odaklanmasıyla tanınan gazeteci Jaime Maussan’ın sözde uzaylılara ait olduğunu iddia ettiği yaklaşık bin yaşında mumyaları göstermesi, dünya çapında sansasyonel bir yankı uyandırdı. Radyokarbon ölçümleri yaparak mumyaların yaşını tespit eden Meksika Ulusal Üniversitesi’nden uzmanlar, “Hiçbir durumda örneklerin kökeni hakkında bir sonuca varmıyoruz” açıklamasını yapmak durumunda kaldı.

Maussan’ın tartışmalı bir figür olduğunu, geçmişte daha sonra aldatmaca olduğu ortaya çıkan benzer gösterilere imza attığını belirtmek gerek. 2017 yılında da, Peru’da bulunan başka bir mumyanın bir uzaylıya ait olduğunu iddia etmişti. O dönemde ülkenin savcılığı tarafından hazırlanan bir raporda, o mumyaların yakın zamanda yapılmış oyuncak bebekler olduğu ortaya çıkmıştı.

Meksika Ulusal Özerk Üniversitesi, Astronomi Enstitüsü’nde araştırmacı olan Julieta Fierro, Alman Spiegel Dergisi’ne verdiği röportajda, figürlerle ilgili birçok ayrıntının “mantıklı olmadığını” söyledi. Fierro’ya göre, kireçlendiği iddia edilen mumyaların “insan olup olmadığını” belirlemek için X-ışınlarından daha ileri bir teknolojiye ihtiyaç var.
“Maussan pek çok şey yaptı. Guadalupe Bakiresi ile konuştuğunu söylüyor” diyen Fierro, “Bana uzaylıların benimle onunla konuştukları gibi konuşmadıklarını, çünkü onlara inanmadığımı söyledi” açıklamasını da yaptı.

Occam’ın Usturası Kozmik Sisi Kesiyor: Karmaşık Bir Evrende Basitlik Neden Yol Gösterici Işıktır?

Occam’ın usturası, tamamen aynı tahminleri yapan iki rakip teoriniz varsa, daha basit olanın daha iyi olduğu önermesi altında çalışır. Jaime Maussan’ın sansasyonel iddiaları bağlamında, Occam’ın usturası bizi hangi açıklamanın daha basit ve yerleşik gerçekler ve kalıplarla daha tutarlı olduğunu düşünmeye teşvik eder.

Maussan bize iki senaryo sunuyor: Birincisi, gerçekten binlerce yıllık bir uzaylı mumyası keşfetmiş olması – ki bu biyoloji, tarih ve fizik anlayışımızı altüst edecek bir iddiadır; ya da ikincisi, bunun halkın hayal gücünü cezbetmek için tasarlanmış bir dizi aldatmaca veya sansasyonel eylemden biri olması.

Maussan’ın daha sonra aldatmaca olduğu kanıtlanan iddialar sunma konusundaki sicili ve son iddialarını doğrulamak için bağımsız uzmanlardan gelen destekleyici kanıtların eksikliği göz önüne alındığında, Occam’ın usturası bizi ikinci açıklamaya yönlendirecektir: Bunun çığır açan bir bilimsel keşiften ziyade sansasyonel bir eylem olma olasılığı daha yüksektir.

Bu yaklaşım tabii Maussan’ın iddialarının sahte olduğunu kanıtlamaz, ancak iddialarına daha şüpheci ve bilimsel açıdan titiz bir yaklaşımı teşvik etmenin önemini gösterir.

Uzaylı Mumyaların E.T.’ye Benzemesi Bir Tesadüf mü? Yoksa Kolektif Hayal Gücümüze Bir Ayna mı?

Jaime Maussan’ın uzaylı mumyaları ile Steven Spielberg’in “E.T.”filmindeki ikonik uzaylı karakter arasındaki fiziksel benzerlik tamamen tesadüfi midir, yoksa insan ruhu ve ‘uzaylı öteki’ kurgularımız hakkında daha derin bir şeye mi işaret etmektedir?

Platon’un Mağarası ve Duvardaki Gölgeler

Platon’un mağara alegorisinde, zincirli mahkumlar duvardaki gölgelere maruz kalır ve serbest bırakılıp dış dünyaya açılana kadar gölgelerin tek gerçeklik olduğuna inanırlar. Benzer bir şekilde, kolektif bilincimiz uzaylıların neye benzeyebileceğine dair yalnızca popüler medya tarafından oluşturulan ‘gölgelere’ maruz kalıyor olabilir mi? İmajlara doymuş bir dünyada,Maussan’ın sunduğu mumyalar bu ‘gölgelerin’ yansımaları olabilir. Dünya dışı yaşamın kendisinin değil ama kolektif kültürel tasvirimizin yansımaları…

Occam’ın usturasını bir kez daha uygularsak, en basit açıklama, Maussan’ın bilinçli ya da bilinçsiz olarak, mumyalarını uzaylılara ilişkin yaygın kültürel imgelerden esinlenerek, hatta belki de E.T. gibi ikonik tasvirlerden etkilenerek modellediğidir. Bu açıklama gerçeklik anlayışımızı altüst etmemizi gerektirmez, ancak bizi medya ve kolektif psikolojinin ‘uzaylı görülmesi’ gibi olguları yorumlama biçimimizi nasıl şekillendirdiğini sorgulamaya sevk eder.

“Sizi saçmalıklara inandırabilenler, size zulüm de yaptırabilirler” –
Voltaire

Sosyal medyada, uzaylı mumya gösterimi çok sayıda alaycı yoruma yol açtı. X (eski adıyla Twitter) platformunda bir kullanıcı bu sansasyonel sunumun ” ülkesinin bilimi ne kadar hiçe saydığının” bir göstergesi olduğunu yazdı. Ardından sosyal medyada bu defa uzaylı mumyasının aslında pasta olduğunun ortaya çıktığı iddiası yayılmaya başladı. Oysa ki uzaylı şeklindeki pasta, gündemin nabzını tutan ve keki Maussan’ın sergilediği uzaylı mumyası biçiminde pişiriren bir pastacı tarafından, ustalığının reklamını yapmak için paylaşılmıştı.

Bu bize Voltaire’in “Sizi saçmalıklara inandırabilenler, size zulüm de yaptırabilirler” sözünü hatırlatmaktadır. Uzaylılarla ilgili iddiaların uydurulması, yalnızca gerçek bilimsel araştırmaları
baltalayan kalıcı bir güven erozyonu değildir, aynı zamanda, daha da önemlisi gerçek ve kurgu arasındaki sınırı bulanıklaştırarak, halkın gerçek bilimsel araştırmaya olan inancını da zayıflatır.

NASA’nın Gerçeklik Kontrolü

NASA, yine geçen hafta bu gösterimin ardından düzenlediği ‘Tanımlanamayan Hava Olayları’ (UAP) (*Unidentified Aerial Phenomena) konulu basın brifingi sırasında, Meksika’daki uzaylı mumyaları iddiası karşısında net bir duruş sergiledi: Sansasyonel iddialar titiz bir bilimsel inceleme gerektirir. Herhangi birinin elinde dünya dışı kaynaklı olduğu iddia edilen bir materyal varsa, bilimsel araştırma için kamuya açık hale getirilmelidir. Bu yaklaşım, NASA’nın bu tür fenomenlere ilişkin tartışmaları spekülatif ya da sansasyonel anlatılar yerine, ampirik verilerle temellendirme hedefiyle de uyumlu bir çağrıdır.

Gerçeğe giden yol, sansasyonel ampullerle değil, titiz bir bilimsel
araştırmanın feneriyle aydınlatılabilir.

NASA bize özetle, gerçeğe giden yolun, sansasyonel ampullerle değil, titiz bir bilimsel araştırmanın feneriyle aydınlatılacağını söylemeye devam ediyor. 20. yüzyılın büyük kısmında bilim dünyası, uzaylı yaşamın peşine düşmeyi genellikle hayalciler, komplo teorisyenleri ve sahtekarlar için bir uğraş olarak kabul ederdi. Ancak yakın zamandaki önemli buluşlar, bilim insanlarını yaşam için gerekli olan koşulları tekrar gözden geçirmeye ve kendi gezegenimize
yakın bir yerlerde uzaylı yaşamı olabileceğini yeniden değerlendirmeye itti. Eğer doğrulanırsa, böyle bir keşif sismik bir etki yaratacak, evren ve onun içindeki yerimiz hakkındaki anlayışımızı yeniden şekillendirecek.

Tıpkı Sherlock Holmes’un sık sık “İmkansız olanı elediğinizde, geriye kalan her neyse, ne kadar olasılıksız gözükürse gözüksün, gerçek olmalıdır.” demesi gibi, biz de gerçek keşfin cevherlerini ortaya çıkarmak için sansasyonel sis perdelerini ortadan kaldırmalıyız.

Vincent van Gogh’un şiirsel sözleriyle, “Arıyorum. Çabalıyorum. Bunu tüm kalbimle yapıyorum.”
Evrenin kalbinde dünya dışı yaşam arayışımız da aynı samimiyetle sürdürülmeli, şovmenlikle değil, bilimin inatçı spot ışığıyla yönlendirilmelidir.

(Devam Edecek)

Derya ULUSOY/Felsefeci

Derya ULUSOY/kentekrani

Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız

www.kentekrani.com 21 Eylül 2023