Gökova Körfezi’ni nasıl anlatmalı? Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir gibi “Cennetin yeryüzü hali” deyip geçiverelim. Balıkçı’nın öğrencisi ve tanıma onuruna eriştiğim Şadan Gökovalı’nın şu sözleriyle başlayayım; “Efendiler; başka Gökova var mı? Katledeceğiniz cennetin yerine yenisini yaratabilecek misiniz? O Gökova ki; uykuda gülen çocuk güzelliğinde.”
Gökova’da cehennemin taşları ne zaman döşenmeye başlandı?
Gökova Körfezi’ne tam orta yerinden bakan ve dünyada çevre katliamının anıtı olabilecek Kemerköy Termik Santrali, koyların korunması konusunda da en iyi kararı alan Turgut Özal’ın Başbakanlığı döneminde yapıldı.
Özal ve adamları 1983’de yapımına başlanan bu santralde neden ısrarcı oldular. Gökova’ya bu kötülüğü neden yaptılar? Bölgenin ilacının turizm olduğunu söylüyorlardı, neden kalitesiz kömürle hem doğayı, hem de insanları zehirleyen Muğla’daki termikler için farklı planlamayı hayata geçirmediler?
Bu termik santralinin yapımında imzası olan şahıslar(kriminal suç işledikleri için şahıs dedim!) torunlarına ne diyorlar acaba?
Çok soru var… Termik Santraller adeta bir kömür canavarıdır. Kemerköy’ün de çevresindeki ormanları da yağma edeceği 40 yıldır biliniyordu.
Sonunda yörenin bal ve reçine ormanı Akbelen’in sınırlarına dayandılar. İlk zamanlarda termik ve kömür yöre halkının pek umurunda değildi, ne zaman ekmeklerine uzandı; gerçeği gördüler.
Akbelen ağaç katliamı ilk sayılmaz, santralin yükseldiği yer olan Ören Beldesinde iki yıl önce de tam anlamıyla faciadan dönüldü. Şimdi Ören’e giderseniz kapkara tepeler görürsünüz. Çıkan yangın günlerce sürmüş, bir gece vakti santralin kapısına dayanmıştı, Ören halkı teknelerle tahliye edilmişti,
Şadan Gökovalı’nın aktarımıyla yörede bir atasözü var; “Kızıl öküzün yattığı yerde ot bitmez!” Halk yıllar önce yangına ‘kızıl öküz’ adı vermiş, acaba santral belasına ne isim verecekler?
Kızıl öküz artık dozer, iş makinası en azından balta olmuş, insan halleriyle ormana kıyıyor.
Siz bakmayın; büyük şirketlerin beş yıldızlı otellerde düzenledikleri ‘çevre dostu’ proje ayaklarıyla yaptıkları görkemli tanıtımlara… Kapitalizm çevreye acımaz, acırsa yeni bir kazanç kapısı gördüğü içindir.
Bu santralde işlevi bitince yıkılacak. Zaten şu anda santrali işleten şirketin hayalinin bu olduğunu düşünüyor yörede yaşayan bazı dostlarım.
Kömürden sonra turizm betonu devreye girerse şaşırmayın… Elbette ağaçsız, insan icadı gölgeli bir turizm bu.
ÇEVRECİ İŞ İNSANLARI !
Küresel ısınma, plastik atıklar, açlık ve salgınlar dünyayı kuşatırken, anlı şanlı şirketlerin çevre kampanyaları gözleri yaşartıyor doğrusu! ‘Çöldeki kutup ayılarını koruyalım!’ ‘Pandaları yalnız bırakmayalım’ türünden düzenledikleri kampanyalara yağlı boyalı medyada çok ilgi gösteriyor. Akbelen katliamını yapan şirketin en üst yetkilisi de meğerse çevreciymiş!
Bazı çevre kuruluşların yönetimlerinde banka genel müdürleri, holding yöneticilerinin oturduğunu bildiğimden bana şaşırtıcı gelmedi. Bankasından termiklere, betonlara kredi veriyor, sonra çevrecilik taslıyor.
Vatandaş Mustafa(Doğu Karadeniz’de HES’lere savaşı unutulmaz) , Şadan Gökovalı, Ali Ulvi ve Aysın Büyüknohutçu(taş ocaklarına karşı çıktıkları için öldürüldüler), Saynur Gelendost gibi halkın dostu çevre önderlerini çıkaran bu ülkede daha nice sessiz kahramanlar var.
Çevre örgütleri; içinize sızan sosyeteyi temizleyin, süpürün gitsin…
Cengiz ERDİL/Gazeteci
CengizERDİL/kentekrani
Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız
www.kentekrani.com 6 Ağustos 2023