📽️Göçmen kuşların uğrak noktasıydı. Uzunhızırlı Göleti kurudu

0

Çanakkale, konumu ve kuş göçleri rotası üzerinde bulunması nedeniyle Türkiye’nin önemli sulak alanlarını içerisinde barındırıyor. Bu sulak alanlardan bir tanesi de nesli tehlike altında olan tepeli pelikan gibi kuş türlerine kış döneminde ev sahipliği yapan Eceabat ilçesinde bulunan Uzunhızırlı Göleti.

Son dönemde Türkiye’de etkili olan kuraklık nedeniyle Uzunhızırlı Göleti kurudu. ÇOMÜ ise Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Dr. Öğretim Üyesi ve Kuş Bilimcisi İbrahim Uysal, Uzunhızırlı Göleti’nin kurumasını göçmen kuşları olumsuz etkilediğini söyledi.

Uzunhızırlı Göletin’nin ekosistem ve su kuşları açısından önemli bir yer olduğunu söyleyen ÇOMÜ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Dr. Öğretim Üyesi ve Kuş Bilimcisi İbrahim Uysal, şunları belirtti:
Uzunhızırlı Göleti’nin küresel ölçekte nesli tehlikeye yakın türlerden biri olan tepeli pelikan türünün kış döneminde kışladığı alanlardan birisi olduğunu söyledi.

Uysal, sözlerine şöyle devam etti:

-“Yaz döneminde de angıt, yeşilbaş ve diğer ördek türleri ile çok sayıda su kuşu türünün üreme alanıydı. Şu anda tamamen kurudu. Bu durum diğer sulak alanlarımızda da benzer şekilde hızla devam ettiğini maalesef kaygıyla bizler de izliyoruz. Kuş tür ve popülasyonlarındaki azalma küresel ölçekte hızla artmaya devam ediyor ve gelecekte bu durum geniş çaplı ekolojik sorunlara neden olabilecektir.

-Çünkü kuş türleri ekosistemde çok sayıda önemli ekosistem hizmeti sunmaktalar. Çanakkale ilinin önemli bir kuş göç rotası üzerinde olduğunu unutmamak gerekiyor ve göçmen kuş türleri için sulak alan kayıp çok daha geniş çaplı ölümlere neden olabilir. Her göçmen kuş türleri için uzun göç yolculuklarını tamamlamak için sulak alanlar, beslenme alanları olarak hayati öneme sahiptir. Göçmen kuşlar göçlerini tamamlayabilmek için dinlenmek ve beslenmek zorundadır.

-Sulak alanları kaybettikçe maalesef göç yolculuğundaki kuşlar beslenmek ya da bir sonraki dinlenme alanları için daha uzak mesafeler katetmek durumunda kalacaklar. Tabii bu da onlarda toplu bir şekilde ölümlere neden olabiliyor. Nüfus artışı ve artan tüketim miktarımızla bizler yaşadığımız, yaşamak için muhtaç olduğumuz ve değerini parayla ölçemeyeceğimiz doğal alanlarımızı özellikle orman ve sulak alanlarımıza gözümüz gibi bakmalı ve korumalıyız.”