Deniz yaşamı için büyük tehdit: Akdeniz’e deniz suyu 28,4 derece !

0

Deniz yaşamı için büyük tehdit:
Akdeniz’e deniz suyu 28,4 derece !

Akdeniz’de geçen hafta ortalama yüzey sıcaklığının tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 28,4 dereceye ulaştığı açıklandı.

Tüm zamanların rekoru olarak gösterilen bu ölçüme yönelik TÜRK Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) ve European Greens uyarıda bulundu.

Geçen hafta yapılan ölçümlere ilişkin TÜDAV’dan yapılan açıklamada, “Akdeniz’in ortalama yüzey suyu sıcaklığı daha önce hiç görülmemiş bir seviye olan 28,4 dereceye çıktı. Bu durum, deniz yaşamını ciddi şekilde etkileyerek türlerin yok olmasına potansiyel olarak yol açabilir” denildi.

European Greens’den yapılan açıklamada ise “Bunun deniz yaşamı üzerinde önemli bir etkisi olacak ve türlerin kaybına yol açacaktır. Denizlerimizi ve okyanuslarımızı korumalıyız ve deniz biyoçeşitliliğini korumalıyız` ifadeleri kullandı.

TÜDAV Genel Sekreteri Dr. Sibel Sezer, Akdeniz havzasının iklim değişikliğinden en fazla etkilenen ve etkilenecek sıcak noktalardan biri olduğunu ifade ederek, “Akdeniz havzasında da Doğu Akdeniz en kırılgan niteliğe sahip. Dolayısıyla bunların hepsi ciddi risk, bu ısı artışı bize senaryolarda da gösterilen bir olaydı. Bunlara şaşırmıyoruz, her sene gittikçe bu rekor daha da kırılabilir” dedi.

İklim değişikliğiyle birlikte ekosistem üzerindeki etkilerinin azaltılması gerektiğini söyleyen Dr. Sibel Sezer, “İklim değişikliğinin ekosistem üzerindeki etkileri Akdeniz’de olumsuz çünkü bir kere Akdeniz’deki sorunlar iklim değişikliğinin yanı sıra bir sürü yerel baskı da var. Aşırı avcılık, atıklar, kıyı dolgu alanları, dip tarama gibi hem iklim değişikliği hem de bu yerel baskılarla denizlerimiz ciddi risk altında. İklim değişikliği, sadece deniz yüzeyinde değil, derin denizi de her şeyi de etkileyen bir husus” diye konuştu.

Akdeniz havzası için küresel hesaplar olduğundan bahseden Dr. Sezer, ısının bugünkü seviyelerin üstünde çok daha artacağını söyledi.

Dr. Sezer, “Dolayısıyla bizim hazır olmamız gerekiyor. İklim değişikliği ile birlikte yaz yağışlarında azalma görülecek. Göller ve rezervuarlardaki su seviyeleri düşebilir, kuraklık artabilir. İstilacı türler, doğal alanları dışındaki bir yere girip, oradaki biyoçeşitliliği olumsuz etkiliyor. Bunlar gelince tabi bizim kendi yerel türlerimiz risk altında. Bu sıcaklık artışında yerel türlerin coğrafi dağılımı değişiyor. Yerli olmayan türler Akdeniz’e geliyor ve yerli türler risk altında oluyor. Denizanaları, aslan balığı, balon balığı her yerde görülüyor artık” ifadelerini kullandı.

İstilacı türlerden denizanalarını örnek veren Dr. Sibel Sezer, şu uyarılarda bulundu:

“Denizanası zehirli olabilir, görülünce bize hemen resim çekilip, gönderilmesini istiyoruz. Daha çok araştırma yapılması gerekiyor ve bizim veriye ihtiyacımız var. Denizanası artarsa turistleri yakar, maalesef artık Akdeniz ve Ege’de görülüyor. Denizanası yakarsa doğru tedavi edilmesi gerekiyor. Sabunlu suyla yıkamak değil. Eğer bu yabancı türlerde çok artış olursa artık denizler turistlere belki de çok cazip olmayabilir. Turizm ve balıkçılık sektörleri etkilenebilir.

Dolayısıyla acilen veri toplama olayına başlanmalıdır. İzleme ağı kurulmalı ve veri toplanmalı. Bilimsel çalışmalar artırılmalı ki olabilecek değişikliklere hazırlıklı olalım. Bizi neler bekliyor, bunu anlamalı, çalışmalı ve ona göre de tedbir almalıyız ve bu çalışmaların sonucunda bir strateji belirlememiz gerekiyor. Bunlar zaten Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca yapılan çalışmalar ama hızlandırılmalı ve denizlerin de içine katılması gerekiyor.”