YENİ BİR KÜLTÜR İNŞA ETMEK

0
YENİ BİR KÜLTÜR İNŞA ETMEK
“Türkiye’de ilk defa muhalifler siyasette dar grupçu anlayıştan uzak ve daha kolektif bir tavır ortaya koyuyor.”

6 Şubat 2023 saat 04.17’de meydana gelen ve 11 ili etkileyen deprem, her alandaki eksikliklerimizle yüzleşmemizi zorunlu hale getirdi. (Yüzleşmeyi öteleyen,) görmezden gelen, yok sayan bunu yapmaktan kaçınan ya da erteleyenlerin olması da yaşadığımız süreçte olağan. Artık birikmiş ötelenmiş yok sayılan, üstü örtülen konular ve sorunlarla yüzleşmek durumundayız. Deprem bir anlamda halının altına süpürülenlerin nelere yol açabildiğini yaşadığımız büyük trajedi ortaya koydu. Ertelenen, ötelenen yok sayılan konuları, sorunları artık tartışma ve çözüm bulma zamanındayız.

Türkiye’de ilk defa muhalifler siyasette dar grupçu anlayıştan uzak ve daha kolektif bir tavır ortaya koyuyor. Bu aşkınlık hali Türkiye’nin içinden geçtiği sürecin, otoriterleşmenin zorunlu kıldığı karşı kutuplaşmaya, özgürlük alanının sınırlandırılmasına, nefret söylemini içeren ötekileştirici bir dilin kullanılmasına karşı bir eksen oluşturulmasının zorunluluğunun fark edilmesine dayanıyor. Farklı siyasal eğilimlerdeki toplumsal güçler bir arada güçlü bir sinerji yaratılabileceğini biliyor. Bu durum siyasal alanda 21 yıldır ilk kez psikolojik üstünlük de sağlıyor.

Depremin ortaya koyduğu merkezi hükümetin yetersizliği, kurumların etkili ve verimli çalışmadığı, yerel yönetimlerin ve yerel dinamiklerin zayıflığı bu aşkınlık halinin yönelimini de belirlemektedir. Yani sorunların dayatmadan uzak katılımcı bir anlayışla birlikte davranarak ve müzakere edilerek çözülebileceğini gösterdi.

Deprem bölgesinde yaşayanların yanı sıra Türkiye’nin farklı kesimlerinde depremin yarattığı acizlik, yetersizlik duygularının aşmak isteyen umutsuzluğun aşılması için bir şey yapılması gerektiğinin bilincine varılması yani yaşanılan gerçekliğin kendini dayatması siyasal alanda yeni bir yönelişe yol açmaktadır. Bu yönelişin temsilcilerinin parlamentoda etkili biçimde yer alacağını öngörmek, yeni aktörlerin mecliste görev alacağını tahmin etmek hayal değil artık.

Türkiye’nin bu süreçte henüz tanımlanamayan bir dip dalgası da bu süreç içinde şekilleniyor. Farklı toplumsal kesim, sınıf ve yaştan oluşan bu dip dalga, artık farklı bir sürecin içinde bulunulmasının Türkiye’nin demokrasi standartlarının yükseltilmesinin ekonomik gelişmesi açısından da zorunlu olduğunun farkında. Hukuk devletinin uygulanması için yargı bağımsızlığının ne kadar önemli olduğunun bilincinde.

Tartışmaya açık, her şeyin konuşabileceği bir zeminin yaratılmasını amaçlayan siyasal alanda gözlenen bu durum, maalesef muhaliflerin temsil ettiği sendikalarda gözlenmiyor. Başka KESK olmak üzere -ki Nisan ayından itibaren şube kongreleri, Eylül’de de KESK’in genel kurulu yapılacak- siyasal alanda yaşanan yeni kültür toplumsal alana yayılsa da bunların örgütlü kurumlara -sendika, dernek, cemiyet vb. -yansıması gözlenmiyor. Bu tür örgütlerde sol kültürde aşılamayan “güç bende” dayatması bir anlamda kan bağına değil de siyasal aidiyete dayanan yeni aşiretçilik anlayışı ne yazık ki aşılamıyor! Siyasal iktidarın kamu kesiminde “yandaş sendikaları” desteklemesi ve onlara birtakım olanaklar sağlaması -makam, terfi, vb. – KESK üyelerine uygulanan sürgün, baskı vb. gerçeği göz ardı etmiyorum.

Ancak kurulduğu 8 Aralık 1995 yılından bu yana yüzde 61 oranında üye kaybeden  KESK’te siyasal alanda çeşitlilik gösteren muhalif partilerin temsilcilerinin olmaması, dışlanma, delege pazarlıklarının  tepeden inmeci biçimde “olmazsa olmaz” dayatmalarıyla yürütülmesine tanık olan biri olarak yazıyorum bunları. Bu anlayış en nihayet tükenecektir. Çünkü siyasal alanda büyük bir aşkınlık gösteren kendini sürekli yenileyen bir hareketin sendikal harekette feodal dayatmalarla varlığını sürdürmesi hayatın olağan koşullarına terstir.

Depremin oluşturduğu yeni siyasal bilinci Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu dikkate alan ve yeni çıkış yolu arayan siyasal akımların sendikal mücadelede de farklılıkların bir arada olmanın zeminini birlikte yaratması zorunludur. Sadece siyasal alanda uygulanan yeni kültür başarılı olamaz. Bu yeni kültürü özel alanları da kapsayacak şekilde hayatın her alanında inşa etmeliyiz. Alışkanlıkların aşılması zor ama görev bu!

Kemal ASLAN/Haliç Üniversitesi Öğretim Üyesi

Kemal ASLAN/kentekrani

Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız

www.kentekrani.com 28 Mart 2023