KÖPRÜ
ÜNİVERSİTE REKTÖRLERİNE ÇAĞRIMIZDIR!
Deprem bölgelerini ziyaret eden Sayın Cumhurbaşkanı, evleri yıkılan depremzedelerin KYK yurtlarında kalabilmesi için üniversitelerin yaz sonuna dek kapalı olacağını ve uzaktan eğitim yapılacağını duyurdu. Erdoğan açıklamasında, “Bir yıl içinde inşa ve ihya çalışmalarını halledeceğiz. Türkiye genelindeki tüm KYK yurtları yaz sonuna kadar depremzedelere tahsis edilecek. Üniversitelerimizi yaz aylarına kadar tatil ediyoruz, uzaktan eğitime geçiyoruz.” ifadelerini kullandı. Böylece AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararıyla üniversiteler 2022/2023 eğitim yılının bahar dönemi için, yâni yaz soruna kadar “uzaktan eğitime geçti!”
Üniversiteli gençlerin arasında bu çözümün büyük bir tepkiyle karşılandığını görüyoruz. Çünkü onlar pandeminin üstüne gelen deprem nedeniyle en yararlı eğitim öğrenim yıllarını kaybediyor. Online eğitime geçiş kararının gençlere tam bir ceza gibi geldiğini düşünüyorlar. Böylece devlet yönetimi deprem mağdurlarına bir de üniversiteli mağdurları eklemiş oluyor..
2023 yılında en az bir dönem uzaktan eğitime geçilmesiyle Covid-19 ile kaybedilen iki yıla şimdi de bir yıl uzaktan eğitim alan çocuklarımızın kayıpları eklenmiştir. Düşünün onlar üniversiteye gitmeden mezun olacaklar…
Sayın Cumhurbaşkanı’nın bulduğu bu çözümün bu dönemin üniversite öğrencilerine bir yararı olamayacağı gibi gelecek döneme de artçı şoklarının olabileceğini düşünüyorum…
Ülkemizde geldiğimiz bu hassas aşamada üniversite rektörlüklerimize yönettikleri kurumların geleceğine dair yaşamsal önem taşıyan bir çağrıda bulunuyorum:
Bildiğiniz gibi “üniversite” kurumu ortaçağ üniversitelerinden başlayarak yüzyıllar boyunca dönüşümler geçirdi ve misyonları (görevleri)” çeşitlendi. Günümüzde Batıda özgür düşüncenin ve özgür bilimin kaynağına evrildi…
Üniversite kelimesi Latince, bir konu etrafında birleşen herhangi bir topluluk ya da kurum anlamına gelen “universitas” sözcüğünden türetilmiş; “universitas magistrorum et scholarium”, diğer bir deyişle “öğrenciler ve öğretmenler topluluğu” betimlemesinden geliyor.
Öte yandan üniversite kelimesinin içinde “universe” (evren) sözcüğü gömülü ve bu, üniversitelerin evrensel (universal) doğruyu arayan, evrensel bilim yapan, evrendeki bütün fikirleri içinde barındırabilen kurumlar olduğuna işaret ediyor…
Üniversitenin temel ilkelerinden yola çıkarak tüm üniversite rektörlüklerinin, rektörlerinin atanmış ya da seçilmiş olmaları ayırımı yapılmaksızın bir araya gelerek kamuoyuna ortak bir bildiri (deklarasyon) yayınlamalarını bekliyoruz…
Bu bildiride tek bir tümcenin anlamı ülkeyi yönetenleri uyarıcı olacak: “Üniversitelerimizde, mekânsal / yüz yüze eğitimi engellemeyin!..”
Bu bir cesaret işidir ama imkânsız da değildir. Rektörlerin, bu ulusun aydınlık geleceğinin talepnamesi anlamına gelecek bu deklarasyonun altına imzalarını atmaları özgür düşünce ve demokrasiye dair tercihlerini de ortaya koyacaktır! Rektörlerin hem kendi üniversitelerini, hem de üniversite kurumunu yaşatmak için bunu göze almaları gerekir!…
Böylesi bir kenetlenmeye ve ortak ilkelere sahip çıkmaya kim karşı çıkabilir?!..
M. Cemal Beşkardeş
Mehmet Cemal BEŞKARDEŞ /kentekrani
Mehmet Cemal Beşkardeş’in bu yazıyı kaleme aldığı saatlerde Bilim Akademisi Yönetim Kurulu da aynı talep doğrultusunda aşağıdaki bildiriyi yayınladı:
“Bilim Akademisi Duyurusu;
11 Şubat 2023’te yayımlanan Yükseköğretim Kurulu duyurusuyla öğrendiğimiz, ülkemizde tüm üniversitelerde uzaktan eğitime geçilmesi kararını yanlış bulduğumuzu beyan ederiz.
Depremde sevdiklerini, yuvalarını kaybetmiş vatandaşlarımız için en uygun şartlarda barınma imkanı yaratılması acil bir ihtiyaç olmakla birlikte üniversite yurtları bu amaca hizmet edecek donanımda değildir. Depremzedelerin konaklaması için bir çok alternatifin var olduğu ülkemizde tüm üniversitelerin uzaktan eğitime zorlanması, kurumlar arasındaki farklılıkları gözetmeyen, tektipleştirici ve tepeden inme bir karardır.
Uzaktan eğitimin öğrenim sürecini ve kalitesini olumsuz etkilediği pandemi dönemindeki deneyimle sabittir. Kaldı ki, depremzede öğrencilerimizin verilecek eğitimden yararlanabileceği şüphelidir. YÖK’ün bu kararı eğitimde fırsat eşitliğini de zedeleyecektir. Eksik eğitimle meslek yetkisi verilen donanımsız mezunlar ülkemize liyakatle hizmet edemeyecektir. Tüm bunların sorumluluğu büyüktür.
Üniversitelerin esas işlevleri göz önüne alındığında, bu kurumların eğitim faaliyetlerini sürdürmesi, paydaşlarına destek mekanizmaları sağlamaları, yardım faaliyetleri düzenlemeleri ve benzeri etkinliklerini sürdürebilmeleri, bu kurumlardaki her kademedeki araştırmacının bir araya gelerek depremin olumsuz etkilerini en aza indirgeyecek bilimsel çözümleri üretebilmeleri için açık kalmaları, öğrencilerin ve öğretim üyelerinin bir arada olmaları ülkemizin menfaatinedir.
İçinde bulunduğumuz olağanüstü koşullarda bu işlevlerin yeniden düzenlenmesi için eğitime ancak kısa bir süreliğine ara verilmeli; her bir yüksek öğrenim kurumunun yönetimi bu süreye kendi koşullarını değerlendirerek karar vermelidir. YÖK’ün işlevi deprem bölgesindeki öğrencilerin talep etmeleri durumunda kayıt dondurabilmeleri ve öğretim üyelerinin izinli sayılmaları ya da diğer üniversitelerin imkanlarına göre dağıtılmaları, barındırılmaları ve eğitimlerine devam etmeleri yolunda imkanları araştırmak, koordinasyonu sağlamakla sınırlı olmalıdır.
Yapılan yanlıştan ivedilikle geri dönülmesi gerektiğini kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.
Bilim Akademisi Yönetim Kurulu”
Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız
www.kentekrani.com 13 Şubat 2023