TAKSİM, MAHSA, YUMRUK, PEDOFİLİ… KUTLU OLSUN!

0

TAKSİM, MAHSA, YUMRUK, PEDOFİLİ… KUTLU OLSUN!

İnsanlık tarihi, ideal standartları savunanlarla bunlara karşı olanların amansız mücadelesidir.

10 Aralık, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabulünün 74.yılı.
10 Aralık 1948 tarihli Beyanname, salt insan olmak nedeniyle doğuştan elde edilen hakların tümünü ve ihlali halinde hukuk önünde cezalandırmayı içerir.
Baskı, sömürü, güç ve kıyıma karşı; eşit, özgür ve onurlu bir yaşamı vaat eder.
Magna Carta’dan 733 yıl sonra insan hakları adına çok büyük bir kazanımdır.

Devredilemez,
Ertelenemez,
İhlal edilemez.

ABD’nin Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu’ndaki delegesi Elanor Roosevelt, eşi 32. başkan Franklin D. Roosevelt’ten alınan 4 maddenin de içinde bulunduğu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin ilk afişini basına gösteriyor.

İnsan haklarına saygı olmadan barış olmaz.
Barış özgürlük demektir; bağış olamaz. Mücadele gerektirir.
Çünkü insan, doğası gereği düşünen ve başkaldırandır.
Biz, bunu Mustafa Kemal Atatürk’ten öğrendik.

Bu nedenle haksızlık karşısında susanların, katlandıkları hiçbir şey için itiraz hakları yoktur. Hak ihlali bir kişi için bile olsa, bu, tüm insanlığa karşı yapılmış bir tehdittir.
İnsan; bedensel, psikolojik ve ruhsal bir yapıya sahiptir.
Bunlardan herhangi birine saldırı insanlık onuruna yapılmış demektir.

Ne yazık ki; teorik söylemler ruhumuzu okşarken, pratikteki uygulamalar içimizi karartıyor. Ben, 74 yılı tüm dünyanın yeterince değerlendiremediğini düşünenlerdenim. Şiddet sarmalından en çok etkilenen bir coğrafyada yaşıyorum.

Avrupa Konseyi’ne 1950 yılında üye olduk. Ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını 1987 yılında elde ettik.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne tarafız. Bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına uymak zorundayız. Üzülerek ifade etmeliyim ki, bu mahkemelerdeki dosya sayısı açısından Rusya ve Ukrayna ile yarışıyoruz.

İnsan, başkalarının acılarını duyabiliyorsa insandır.

’’Müstemlekecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerine renk, din ve ırk farkı gözetmeyen bir ahenk ve işbirliği çağı olacak’’ diyen Bir Mustafa Kemal Atatürk’ümüz var.

Habeşistan’da yaşayan insanların derdini, ’’Taranta Babu’ya mektuplar’’ şiirinde anlatan ve 2.Dünya Savaşı cephelerinde, işgal edilmiş kentlerde acı çekenlerin duygularını ’’Memleketimden İnsan Manzaraları’’ şiirinin dördüncü bölümüne taşıyan bir Nazım Hikmet’imiz var.

Bugün Dünya İnsan Hakları Günü…

Taksim’de terör altı canımızı, can paremizi kopardı hayattan.

Mahsa Emini protestoları için verilen ilk idam cezasında Muhsin Şikari idam edildi.

Meclisimizde bir Milletvekilimiz ölümden döndü.

Bir Partimizin Genel Başkanı tamamen tesadüfen hayata tutundu.

Tarikat ve cemaatlerin altı yaşındaki bir çocuğa yaşattıkları yüreklerimizi dağladı.

Yarınımız meçhul!

Bugün Dünya İnsan Hakları Günü…

Evrensel hukuk kurallarının geçerli olduğu bir dünyada coşkuyla kutlamak isterdim…

Saygı sevgi ve inançla,

Kemal YALNIZ/İktisatçı

Kemal YALNIZ/kentekrani

Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız

www.kentekrani.com 11 Aralık 2022