YILIN FUTBOLU! 

YILIN FUTBOLU! 

Farklı bir sezon yaşadık .Zaten bu işin emekçisi olduğumdan bana yapılanları bilirim ama suskun kalır ve sessiz  haykırırım.
Biraz da ahlak ve anlayış öne çıksın diye çok bekledim!
Hep çözümcü olalım diye düşündüm…
Aslında biz unumuzu eledik astık; ama bazı yanlışlar ve işe yeniden başlamak gibi havalara giren  yapımız  belki de bizim görmezlikten geldiğimiz gerçeklerdir..

Bizim özel karakterimize kafa yormamız gereklidir sporda!
Çok iyi hatırlıyorum! Kardeşimle ilk sportif anlayışımız güreşle başlamıştı.
Yaşar Doğu ,Celal Atik dilimizden düşmez; Cihan pehlivanı Koca Yusuf ile sırtı yere gelmeyen Türk diye onur duyardık çocukken..

Daha sonraları Gül Çiraylar, Cahit Öneller, İsmail Akçaylar hep ezberlerimizdeki özellerdi. Sonra İnönü Stadı’nda Avrupa Güreş Şampiyonası ile yaşanılan gururlu günlerimiz; Antonson ile Hamit Kaplanlı çekişme günlerimiz, Ezbere okuduğumuz 8 sıkletteki başarılı güreşçilerimiz.. Hüseyin Akbaş, Ahmet Ayık, Rıza Doğan, İsmet Atlı ve Müzahir Sille’ler; Nazmi Bari ile tenis ve Semra Aksu ile yüksek atlama; Basketbolda Hüseyin Alp ve Yalçın Granit gerçeği ….
Voleybolda Değer Eraybar  liderliği, tetanozu göze aldığımız İnönü Stadı’nda yapılan Konkurhipik yarışmaları, Firuz Drahşan ile Hentbollu günler.

Yücel Cavkaytar ile Okçuluk ve Rıfat Çalışkan ile Bisikletli günleri unutmadım.
Ve bir anda futbolun içinde bulduk kendimizi. Cihat ile başlayan ve Turgay Şeren ile devam eden kaleci özlemimiz sonrası Lefter, Can, Hakkı Yeten, Baba Recep, Metin Oktay’la devam eden sevgimiz ve ilgimiz ile teslim olduğumuz futbol gerçeği.

Dergiler, gazeteler ,spor sayfaları derken aşkı ile  esir olduğumuz kırmızı lastik topun cazibesi.
İki taş, iki kale ve iki takım olup  kararan havalarda evin büyükleri çağırana kadar oynadığımız futbol maçları!
Bu gerçekler içinde kaybolan geleceğimizin bağlı olduğu hayallerimiz ve kimlik arayışımız!

Peleler, Di Stefanolar, Mazzolalar, Bearalar, Yaşinler, Nettolar, Mathauslar, Riveralar ,Didiler, Cruyuflar…. Uzayıp giden liste; Vogs, Beckenbauer, Müller ve son dönemin yıldızlarını bulan onlarla hayatı paylaştığım zaferler üzüntüler ve eğitimli günlerim. Gelinen ve kapıya  dayanan endüstriyel futbol dünyası…!

Şampiyonlarımızın ezberi bozmayan yarışları; Fenerbahçe, Beşiktaş ,Galatasaray ve araya giren Trabzonspor  gerçeği…
Hepsi bir rüya gibiydi…
Bitmeyen bir akış ile kafanızı daha fazla yormak istemem.
Bana Milli takımı verirken TFF başkanı “Bir forma kaybedersen ödersin zimmetine geçiriyorum!” demişti…
Bizler son dakikalarda olan golleri hep hatırlarız şimdi o kadar çok ki unuttuk hepsini…
Kazanılan penaltılar haftalarca konuşulurdu.
Şimdi uzatmalarda veriliyor hem de VAR ile birlikte!

Özetlersek böylesine bir sevgi, sevinç ve merasim yaşamadı ülkemiz futbolda; neredeyse 40 gün devam edecek.
Yeni düzen budur!
Sakın eserimizi severken bıktırmayalım!