Seyahat
SİDE ANTİK KENTİ TARİHİN KOKUSU
Tarih’in kokusunu hangimiz sevmeyiz? İşte beni çok etkileyen yerlerden birisi de meşhur Side Antik Kenti
Antalya’nın 80 kilometre doğusunda, Manavgat’ın 7 kilometre güneybatısında bulunan 350-400 metre genişliğinde bir yarımada üzerinde kurulan bu eşsiz yer güzelliğiyle hem turistleri hem de bizleri içine çekiyor.
Anadolu tarihleri içerisinde Side, diğer Pamphylia kentleriyle aynı aşamaları geçirmiştir.
Yunanlar MÖ 7. Yüzyıl’da göçler sırasında Side’ye gelmişlerdir.
Side Lidyalıların egemenliğine MÖ 6. yüzyılın ilk yarısında, MÖ 547-546’da da Perslerin egemenliğine girmiştir.
Pers yönetiminde gelişen kent, MÖ 334’te İskender’e teslim olmuştur. İskender’in ölümünden sonra Antigonus 6 Mart 2008 ‘de Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
MÖ 2. yüzyılda Ptolemaioslar Hanedanının güçlü savaş ve ticaret filoları sayesinde en parlak dönemini yaşayan kent, bu sürede imar edilip bir bilim ve kültür merkezi haline getirildi.
MÖ 188’de Apameia Barışı ile Bergama Krallığı’na bırakılan Side, Doğu Pamfilya bölgesiyle birlikte bağımsızlığını korudu, büyük ticaret donanmasıyla refaha ve zenginliğe kavuşmuştu. MÖ 78’den sonra Roma egemenliğinde bulunan kent, 2. ve 3. yüzyıllarda bölgenin ticaret merkezi oldu.
Köle ticaretinin sağlandığı zengin bir dönem yaşandı.
İkinci yüzyıl boyunca bir bilim ve kültür merkeziydi. Suriye krallarından VII. Antiokhos, tahta geçmeden önce burada eğitim gördü.
Kral olduğu zaman (MÖ 138) Sidetes adını aldı. Bu devre kadar başta Athena ve Apollon olmak üzere Afrodit, Ares, Asklepios, Hegeia, Kharitler, Demeter, Dionisos, Hermes gibi birçok tanrıya inanıp tapan Sideliler 4. yüzyılda Hristiyanlaşmaya başladılar. Side, 5. yüzyılda Pamfilya Metropolisi (Piskoposluk Merkezi) olunca, 5. ve 6. yüzyılda en parlak devrini yaşadı. Bu gelişim 7. 9. yüzyıllar arasında Arap akınları ile son bulmuştur.
Kazılar sırasında büyük bir yangın ve çok sayıda deprem izlerine rastlanmıştır. Arap istilası, doğal afetler kentin terk edilmesine yol açmıştır.
12. yüzyılda Arap coğrafyacısı El İdrisi burayı ölü bir kent olarak göstermekte ve Yanmış Antalya olarak tanımlamaktadır. İdrisi’ye göre 1150’ye doğru kent halkı Side’den göç etmiş, 12. yüzyılda Side tümüyle boşaltılmıştır. 13. yüzyılda Selçukluların 14. yüzyılda ise Hamitoğulları Beyliği ve Tekelioğulları’nın egemenliği altına giren Side’de bu devirlerde yerleşim olmamıştır.
Side Muhakkak gidip görülmesi gereken yerler arasındadır. Tarihi seviyorsanız, o dokuları görmek istiyorsanız anı biriktirmeyi seviyorsanız Side’ye buyurmaz mısınız?
Atay BARBUROĞLU/kentekrani