Bi’Dünya Alkış: Bugün, Dünya Tiyatrolar Günü!
Her yıl 27 Mart günü ITI merkezleri ve dünya çapında tiyatro grupları tarafından etkinliklerle kutlanıyor.
En önemli etkinliklerden biri, dünya çapında başarı kazanmış bir tiyatro oyuncusu, yönetmeni veya yazarın yazdığı evrensel bildirgedir. İlk bildirge 1962’de Jean Cocteau tarafından yazıldı.
Bu yılki Dünya Tiyatro Günü Uluslararası Bildirisi, ABD’den ünlü tiyatro ve opera yönetmeni Peter Sellars tarafından kaleme alındı.
2022 Dünya Tiyatro Günü Ulusal Bildirisi’ni ise, tiyatro eleştirmeni ve çevirmen Seçkin Selvi yazdı:
“Merhaba dostlar,
Binlerce yıl önce her türlü araç gereçten yoksun mağara insanı dünyanın rahmine tutunup doğanın adlandıramadığı güçlerine karşı yaşam savaşı verdi. Teknolojinin bütün olanaklarına sahip olan günümüz insanları ise, kendi yarattıkları araç gereçlerle, maddi manevi hırslarına tutunarak dünyayı ve doğayı yok etme yoluna gidiyor ve birbirlerine karşı yaşam savaşı vermek zorunda bırakılıyorlar.
Mağaradaki insan gündüz yaptığı avı akşam duvarlara resimler çizerek ve bedenini kullanarak diğerlerine anlatıyordu. Tiyatronun doğuş öyküsünü o günlere bağlıyoruz; çünkü o insanlar hareketle anlatma yoluyla bir kültürü kendilerinden sonraki kuşaklara aktarıyorlardı.
Çünkü tiyatronun asal işlevi anlatmaktır, insanların mutluluğu, refahı, sağlığı ve en önemlisi barışı için deneyimlerini, bildiklerini, gördüklerini kendi çağının kültürüyle yoğurarak sonraki kuşaklara aktarmaktır.
Çünkü tiyatro, metni ile edebiyatı, koreografisiyle bale ve dansı, dekoru kostümüyle resim, heykel gibi görsel sanatları, müziği, kısacası tüm sanatları kendisinde bütünleştirerek insanlığa ulaştıran tek sanat dalıdır.
Çünkü tiyatro, düşünce özgürlüğünü yok etmek isteyen baskıları, ırkçılığı, ister çocuk yaşta evlendirerek ister öldürerek işlenen kadın cinayetlerini, işkenceyi, devlet hazinesinden başlayan soygunların vatandaşların cebine kadar uzandığı düzenleri, doğaya ve doğanın düzenine yapılan saldırıları insanlığın gözleri önüne serme işlevini üstlenir.
Çünkü tiyatro insanlığın dünyaya açılan gözüdür. Tiyatronun kapanması demek dünyaya gözümüzü kapatmak demektir; kültürlerin aktarım zincirini kırıp atmak demektir. İki yılı aşkın bir süredir, Covid-19 pandemisi yüzünden tiyatrolar aylarca kapalı kaldı, bu durum yalnızca dünyaya gözümüzü kapatmakla kalmadı, ekonomik nedenlerle birçok tiyatro, hem de en genç, en umut veren, en yaratıcı topluluklar perdelerini kapatmak zorunda kaldılar.
Dünya Tiyatro Günü’nün yer aldığı Mart ayı ise, dünyanın çeşitli yerlerinde yıllardır sürdürülen savaşların acılarına Karadeniz kıyılarından gelen bomba sesleriyle bebek çığlıklarını ekledi. Tarihteki büyük savaşlar, 1. ve 2. Dünya savaşları, Vietnam savaşı, Bosna savaşı, sayısız kurtuluş savaşı ve savaşımı nasıl tiyatro aracılığıyla insanlığın ortak belleğine işlendiyse, hiç kuşkusuz yeni savaşlar ve saldırılar da bir gün sahnede yerini alacaktır. Çünkü tiyatro o ortak belleği sürdürebilmek için bütün bunları anlatmak zorundadır. İnanıyorum ki tiyatronun da katkısıyla ortak belleği besleyerek, insanlarla, halklarla, ülkelerle el ele tutuşup omuz omuza vererek insanca yaşanan ortamlarda dünya sanatçılarını alkışlamaya devam edeceğiz.
27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nü o umut ve inançla kutluyorum.”
Türk Tiyatrosu 2021’de pek çok tiyatro insanını kaybetti.
Onları alkış ve sevgiyle anıyoruz :
Ferhan Şensoy, Rasim Öztekin Uğurtan Sayıner, Sezai Aydın, Ali Demirel, Gönül Orbey, Kemal Kuruçay, Nusret Çetiner, Turgay Yıldız, Metin Çekmez, Altan Karındaş, Nedret Güvenç Kartal Tibet, İncilay Şahin, Atilla Pekdemir, Fazıl Ender Uzun, Hülya Nutku, İlhan Daner, Semra Dinçer…