SİLAH YARDIMLARI VE PUTİN’IN DAHA DA BETERİ İÇİN KIŞKIRTILMASI ENDİŞESİ
Oğuz HAKSEVER
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ve ülkeyi işgalinin ardından başlayan çatışma ortamında Nato üyesi ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerin Kiev yönetimine yaptığı silah, mühimmat ve teçhizat yardımı kimi çevrelerde ‘”tehlikeli ve daha geniş çaplı bir savaş için riskli” adımlar olarak görülüyor.
New York Times Gazetesi yazarlarından Steven Erlanger bu konuda yazdığı yazıda, hem kendisi bu endişeyi dile getiriyor hem de aşırı kontrolden çıkmış yardımlardan endişe duyanların -hepsi batılı- görüşlerine yer veriyor.
Erlanger, NATO ve Avrupa Birliği üyesi ülkeler tarafından savaştan sonra Rusya ve Belarus’a sınırı bulunan ülkelere veya Rusya’ya yakın Avrupa ülkelerine gönderilen asker sayısının 22 bine ulaştığını belirtiyor. Yazar, “Avrupa’nın yaptığı, geniş bir savaş riskini artırıyor. Silah yardımının artması Putin’i misilleme adına daha büyük bir çatışma için cesaretlendirebilir. Çatışmalar NATO dışındaki ülkeleri de içine çekebilir. Dünya savaşları görece küçük çatışmalarla başlamıştır” diyor.
Erlanger, Birleşik Krallık’ta savunma ve güvenlik alanındaki think tank kuruluşlarından Royal United Servis Institute Başkan Yardımcısı Malcolm Chalmers’in görüşlerine de yer veriyor. Buna göre, Chalmers, Ukrayna’ya ölümcül silah yardımı daha da artarsa Putin’in nasıl tepki vereceğinin bilinmediğine dikkat çekiyor. Chalmers’a göre, Rus ordusunun, “teröristleri takip ediyoruz” bahanesiyle Ukrayna sınırlarını aşıp NATO üyesi komşu ülkelere girme olasılığı var.
United Servis Institute Başkan Yardımcısı Malcolm Chalmers’in dile getirdiği bir başka olasılık da, NATO emeklisi olup çeşitli “şirketlerin” elemanları sıfatıyla Ukrayna askerlerine eğitim veren eski subay hatta generallerin Ruslar tarafından “tehlikeli yaratıklar” olarak görülmesi.
New York Times yazarı Steven Erlanger, NATO Ülkelerinin Ukrayna’ya Silah Akıtması Rusya’yla Çatışma Riski Oluşturuyor” başlıklı yazısında ABD’nin eski NATO Büyükelçisi Emekli General Dougles Lute’un sözlerine de yer veriyor. Douglas Lute, “NATO’da Pakistan gibi olmalıyız” diyor. Pakistan, SSCB’nin Afganistan’ı işgalinde yıllarca mücahitlere ve Taliban’a yönelik kontrolden çıkmış ABD silah yardımının üssü olmuştu. ABD, bu silahlardan tehlikeli gördüğü -Stinger gibi- bazılarını geri almak için asıl değerlerinin kat be kat üstünü Taliban’a veya mücahitlere ödemişti.
UKRAYNA’YA SİLAH VE PARA YARDIMI DÖKÜMÜ VE AVRUPA’DAKİ YIĞINAK
Yazıda, “kuşkusuz bunlar bilebildiklerimiz” notuyla; Ukrayna’ya yönelik AB, ve NATO askeri yardımları ve Rusya’ya komşu ya da yakın NATO ülkelerine gönderilen takviyeler de anlatılıyor.
Öncelikle Avrupa Birliği ülkelerinin yardımları AB Fonu’ndan karşılanıyor. İronik bir durum; bu yardımların yapıldığı masraf kaleminin adı: “Avrupa’da Barışın Tesisi Kalemi”! Uluslararası güvenlik için 2 yıl önce kurulan bu alt fonun 7 yıllık bütçesi 6 milyar 700 milyon Dolar…
Ülkelerin kalem kalem yardımları ve Doğu Avrupa’ya ve Baltık bölgesine gönderdiği asker ve konuşlandırdığı silahlara gelince;
ABD– Şimdilik 350 milyon Dolarlık silah ve teçhizat için karar çıkardı. Savaşın rüzgarı henüz sert esmemişken 300 Javelin antitank silahı Ocak ayında doğrudan Ukrayna’ya gönderilmişti. ABD ayrıca çeşitli AB üyesi ülkelere 15 bin asker gönderdi. Romanya’ya savaş uçakları ve atak helikopterleri konuşlandırdı.
Polonya– Onbinlerce top mermisi, toplar, havan topları, hava savunma füzeleri, omuzdan atılabilen Stinger hava savunma güzeleri ve keşif İHAları,
Çekya-Ukrayna’ya makinalı tüfekler, keskin nişancı tüfekleri, tabancalar ve bu silahlar için onbinlerce mermi,
Hollanda-Ukrayna’ya hava savunma füzeleri,
İsveç (NATO üyesi değildir)-5.000 anti tank silahı, 5.000 miğfer, 5.000 kurşun geçirmez yelek, 135 bin muharebe erzakı ve 52 milyon $ para,
Finlandiya-2.500 taarruz tüfeği, 150.000 mermi, 1.500 tanksavar, 70.000 muharebe erzakı gönderdi.
Fransa-Polonya’ya Rafale savaş uçakları konuşlandırdı.
Almanya-Rusya’nın Baltık’taki komşusu Litvanya’daki NATO taburu Almanya’nın komutasında. Buraya 350 asker takviyesi gönderdi. Ayrıca Litvanya’da 6 savaş uçağı ve hovitzer topları konuşlandırdı.
Birleşik Krallık– Rusya’nın Baltık’taki komşusu Estonya’daki NATO birliği Birleşik Krallık’ın komutasında. Buraya 850 asker takviyesi gönderdi. Estonya’ya Challenger tankları konuşlandırdı. Güney Kıbrıs Dikelya Hava Üssü’ndeki savaş uçağı sayısını da artırdı.
Kanada-Rusya’nın Baltık’taki komşusu Letonya’ya 1.200 asker, keşif uçağı gönderdi. Ukrayna’ya silah yardımına başladı.
İtalya-Romanya’ya 8 savaş uçağı konuşlandırdı.
Danimarka-Rusya’nın da kıyısı bulunan Baltık Denizi’ne fırkateyn gönderdi. Litvanya’ya 4 savaş uçağı konuşlandırdı.
İspanya-Bulgaristan’a 4 savaş uçağı konuşlandırdı.
Bu tablodaki takviyeler, NATO stratejisi gereği tedbir olarak görülebilir ama Putin gibi bir şahsiyetin gözünde daha çılgınca bir adım için bahane olabilir endişesi kimi uzmanlarca dile getiriliyor.
Asıl endişe yaratan Ukrayna’ya yapılan yardımların Putin’i çileden çıkaracak boyutlara ulaşması.
TARİH HATIRLANINCA… AFGANİSTAN…
Elbette, işgale uğrayan, mağdur bir ülkeye askeri ve mali yardım ahlakidir, mübahtır. Ancak, zaten baştan çılgınca bir adım atmış olan Putin söz konusu olunca, uluslararası muteber yayın organlarında ve düşünce kuruluşlarında endişe içerikli yorumlar dile getiriliyor.
O arada SSCB’nin Afganistan’ı işgalinden sonra ABD’nin bu ülkedeki direniş güçlerine ve Taliban’a yaptığı çılgınca askeri ve mali yardımlar da vurgulanıyor. Üstelik işgal bittikten, SSCB Afganistan’dan çekildikten sonra mücahitlerin bir bölümünün, Taliban’ın ve hatta El Kaide ve lideri Usame Bin Ladin’in nasıl baş belası olduğu da hatırlatılıyor.
2. DÜNYA SAVAŞI’YA İLGİLİ İNÖNÜ ELEŞTİRİLERİ VE MONTREUX ANTLAŞMASI…
Bu arada bu askeri yardım, silah ve asker yığma geriliminde bir NATO üyesi olan, Rusya’ya bir atımlık mesafede yer alan Türkiye’nin adı geçmiyor. Ne Türkiye’nin Ukrayna’ya açıktan bir silah yardımı soz konusu ne de NATO çerçevesinde Türkiye’ye ve Türkiye’den bir takviye…
Irak’ın ABD tarafından işgali sırasında ve Suriye topraklarına kendi güvenliğimiz için girdiğimiz harekatlar sırasında NATO çerçevesinde Patriot hava savunma füzelerinin ülkemize konuşlandırılması için ne de dil dökmüştük.
E şimdi elimizde Rusya yapımı S-400’ler var nasıl olsa diyebiliyor muyuz?
Ve bir de “Türkiye’yi 2. Dünya Savaşı’na sokmadı diye İsmet İnönü’yü imalı olarak eleştiren bugünkü ülke yönetiminin şimdi kendini İnönü’nün konumunda hissettiğini işitebiliyor muyuz?
Ya da yine ülke yönetiminin-şükür dile getirmese de- Montreux Antlaşması’nın iyi ki yapıldığını gönül rahatlığıyla söyleyebildiğini…
Oğuz Haksever