Çıplak arama ilk kez ‘işkence’ olarak nitelendirildi.
Gezi eylemlerinde gözaltına alındığı sırada çıplak aramaya maruz kaldığını belirten Mücella Yapıcı’nın şikayeti üzerine, olaydan 8 yıl sonra iddianame düzenlendi.
İddianameyi hazırlayan Cumhuriyet savcısı, 2’si kadın polis 1’i nezarethane amiri olmak üzere üç kamu görevlisi hakkında, TCK’nın 94. maddesinde yer alan ‘İşkence ve eziyet’ suçundan 3 yıldan 12 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talebiyle dava açtı.
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya Ayşe Mücella Yapıcı ile kızı Cansu Yapıcı, avukatları Oya Meriç Eyüboğlu katıldı. O dönem nezarethane amiri olan tutuksuz sanık Levent Mustafaoğlu ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
Mahkemede savunması alınan Levent Mustafaoğlu, iddiaları kabul etmeyerek suçlamaları reddetti.
Beyanı sorulan Mücella Yapıcı, şunları söyledi:
“Tacizler gözaltı arabasında başladı. Genç kadın arkadaşlarımıza çok ağır şeyler yapıldı. Bana yaşım itibariyle, ‘Bir gözün toprağa bakıyor. Ne işin var burada. Git evde namazını kıl’ dendi. Hastaneye gittik. O an ağır bir mide kanaması geçiriyordum. Aşağı götürdüler bizi, kızımla beni bir hücreye koydular.
Erkek arkadaşlar, 10-12 kişilik gruplar halinde 2 kişilik hücrelere konuldu. Hücreler çok havasızdı. Nefes almak neredeyse imkansızdı. Yaşım dolayısıyla göğüslerim sarkık. Ellerimle göğüslerimi kaldırttılar, çömel dediler, öksür dediler. Bunu neden yaptıklarını sorduğumda bana, ‘Utanma’ dediler. Ben de, ‘Sizin utanmanız gerekiyor.
Annenizin yüzüne nasıl bakıyorsunuz’ dedim. İlaçlarımı almam gereken saatlerde bana vermediler. ‘Senin uşağın mı var’ dediler. Bir sabah, bir akşam toplu halde veriyorlardı ama mide rahatsızlığım nedeniyle saatte bir almam gereken ilaçlar da vardı. Bu işkencedir. Sanıklardan şikayetçiyim.”
Annesi gibi mimar olan Cansu Yapıcı da gözaltı sırasında yaşadıklarını anlattı. Yapıcı, şöyle devam etti:
Kadın görevli yoktu. 2-3 günden sonra kadın görevli geldi. İnce arama için götürüldük. ‘Soyun’ dendi, neden soyunacağımı sordum, ‘bu işler böyle’ dediler. Bana utanma denildi. Tişörtüm çıkartıldı. ‘Avukatlarınızın haberi var, bu normal prosedür’ dendi. İç çamaşırlarım çıkarıldı.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuksuz sanık Songül Ekin Kılınç’ın, savunma vermekten kaçındığını belirterek, Kılınç hakkında yakalama emri çıkarılmasına hükmetti. Mahkeme, eksik hususların giderilmesi için duruşmayı Şubat 2022’ye erteledi.
Duruşma öncesi Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde, “Çıplak arama işkencedir, insanlık suçudur” yazılı pankart açılarak basın açıklaması yapıldı.