Beşiktaş’ta yönetimsizlik maliyeti.
Beşiktaş’ın bugünlerinin geleceği maalesef önceden belliydi ve adım adım bugünkü duruma geldiğimize birlikte tanık oluyoruz. Sanmayın ki liderden 7 puan geride olmanın getirdiği sıkıntı ya da Beşiktaş’ın kaybetmesinden dolayı elime yönetime vurma fırsatı geçtiğinden bu yazıyı yazıyorum. Bu ve benzeri yazıları yazmamdaki amaç önümüzde hala düzeltilecek süreçler ve yönetilecek ve düzeltilecek sıkıntıları öngörüp uyarmak ve tekdüze giden yönetim yapısına bir aktivasyon enerjisi vermek amacım.
Galatasaray maçının kazanılması hem ligde hem de Şampiyonlar Ligi’nde kötü başlangıç yapan Beşiktaş’a moral olmuş ve önümüzdeki kritik maç dönemi için umut vermişti. Üstü üste gelen sakatlıklar atlatılmaya ya da azalmaya başlamıştı, takım tam ritmini bulmasa bile derbi galibiyetiyle tekrar büyük takım havasına bürünmüştü ta ki bugüne kadar…
Saymakla bitmeyecek bir sürü sorun ve sıkıntı yüzünden ne sakatlık problemleri tam anlamıyla çözülebildi, ne de yönetsel zafiyetlerin önüne geçilebilindi. Beşiktaş’ın kötü oynadığı, yönetim, teknik direktör ve futbolcuların formsuz olduğu bir maçı ama en azından berabere bitirtebileceği bir maçı hakem hataları sonucunda mağlubiyetle kapatılmasının üzüntüsü yaşanıyor bugün…
Hakem hatalarına karşı ne bu maç ilk ne bu sezon ilk Beşiktaş için. Rahmetli Vedat Okyar’ın da dediği gibi ‘Beşiktaş hakemi de yenmek zorunda’… Çoğu zaman aynen öyle ama, ama Hatay’da olmadı.
Şimdi şapkaları öne koyma zamanı… Bugünün sinyalleri sezon başından beri veriliyor zaten… En yakın örneklerden bakacak olursak, Adana Demir ve Başakşehir maçları kazanılan Galatasaray maçınca bile verilmeyen penaltılar! 11 maçlık periyotta koca sezonluk hakem hatası ve zafiyetiyle karşılaşılıyor. Oyun tahmin edilende de büyük… En ufak hakem hatasında ya da lehine verilmeyen kararlarda ortalığı yakan Fenerbahçe ve Galatasaray camiaları bir tarafta onların kat be kat hakem hatalarıyla yüz yüze kalan Beşiktaş yönetimi ise ‘Aman ağzımızın tadı tuzu kaçmasın Ali Rıza Bey’ kıvamında.
Burada en büyük sorun başkanda… Sayın Ahmet Nur Çebi seçileli 2 yılı aşkın süre oldu ve sanıyorum ki kendisi hala Beşiktaş başkanı olduğunun bilincine varamadı. Kurduğu bana göre etkisiz ve yetersiz yönetim kurulu yapısı ile de bu bilince varması şimdilik zor gözüküyor. Yönetim içi kaos, kavga, vasatlık maalesef çok üst düzeyde. Beşiktaş Yönetim Kurulunun asli görevi Beşiktaş’ın haklarını korumak ve kollamak ayrıca Kulübün sürekliliğini sağlamak için yönetsel faaliyetler geliştirip güncel spor özellikle de futbol branşı için yapısal güncellemeleri yapmaktır.
Görev-yetki-sorumluluk kısmına uzun uzun girmeden temel görevi” Şerefinle Oyna Hakkınla Kazan” felsefesini hayatta tutmak olmalı. Ama Beşiktaş yönetimleri ki son yönetimler ya ismen ya fikren iç içe geçmiş yönetimlerdir, Beşiktaş’ın haklarını savunmak yerine kişisel çıkar, maddi çıkar ya da manevi çıkar elde etmek adına çalışmalar yürüten kurumlar haline gelmişlerdir. Buradaki en acı gerçek ise, eğer bir yönetim kurulu koltuğu satılıksa ve o koltuğa birileri PR amaçlı para verip satın alıyorsa, öncelikli beklentileri Beşiktaş değil kendi ya da markalarının çıkarı oluyor maalesef.
Beşiktaş baba firmasının Bodrum’daki inşaatlarını satma yeri değil, kuru temizleme geliştirme vakfı değil, babadan kalan makine şirketinin tanıtım yeri değil, uluslararası ihale almak için Beşiktaş’ı yalnız bırakıp Amerika’ya açılışlara gitme yeri hiç değildir.
Beşiktaş yönetiminin temel görevi Beşiktaş’ı koruyup kollamaktır ama son yönetimlerde gördüğümüz hastalık yönetim kurulu ya da profesyonel olunca ve Beşiktaş armasını arkasına alınca sadece diğer ya da öteki tabir ettikleri Beşiktaşlılara karşı bir yapıymış gibi görüp onlara karşı oluşumda birliktelik ve ötekileştirme oluyor maalesef.
Uzun uzun yazacağım daha çok şey var ama testi tam kırılmadan ki çatırdamalar başladı, Lütfen Yönetim olarak Beşiktaş’ı vasatlığa terk etmeyi bırakıp en azından mayıstaki olağan genel kurula kadar Beşiktaşlıları rakip görmeyi bırakıp Beşiktaş’a karşı oynanan oyunlara karşı duruşunuzu gösterin lütfen.
Erce KAFTAN/Spor Yazarı
Erce KAFTAN/kentekrani
Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız
www.kentekrani.com 01 Kasım 2020