Karışık Kaset
Biraz melankoli, biraz hüzün; onun adı Eylül.
Eylül başladı derken neredeyse sonuna geldik. Biraz gecikmeli de olsa cümlelerimle size ulaşmak gibisi yok.
Her mevsimin güzelliği her ayın bir başkalığı var; ancak, hiç biri eylül gibi değil sanırım.
Hem bir veda hem de yeni bir başlangıç. Tam da bu yazıya başlarken açtım karışık kaseti ilk kulağıma gelen şarkı “Deli Eylül” oldu.
Sözleri ve müziği Hüsnü Arkan’a ait olan şarkıdır (Ezginin Günlüğü desem hemen hatırlarsınız Hüsnü Arkan’ı. Ama şimdilerde kendi şarkılarını paylaşmaya devam ediyor, gruptan ayrılmıştı.)
Aşkın ve ayrılık içeriyor şarkı tıpkı eylülü tasvir ettiğim gibi.
Bir ayak izi gibi adeta ve izlerin sonuna varınca, arkamıza baktığımızda bizi biz yapan şeyleri görüyoruz. Deli Eylül’ün klibinde ise Hüsnü Arkan’a, tatlı bir yağmur, ağaçlar, kuşlar ve her şeyi geride bırakmanın huzuru eşlik ediyor.
Hüzün ayıdır biraz da eylül.
Biraz melankoli biraz hüzün; nasıl bir ruh haliyse artık ilham kaynağı da olmuş şiirlere şarkılara…
“Eylülde aşk, eylülde acı, eylülde yalnızlık zordur,
Eylülde her şey zordur, ben eylülü onun için severim…” (anonim)
Bir de çocukluğumun eylülü vardı. Okulların açıldığı zaman anlamına gelirdi.
Yaz tatili bitmiş, yaza veda etmenin burukluğu ve yeni bir sınıfa başlayacak olmanın da heyecanı. Ne günlerdi… O zamanlarda forma yok önlükler ile kolalı ve dantelli yakalarla.
İlk günün heyecanı, biraz da çekingenlik.. . Hatırlıyorum o yıllarda hatta 1995 yılını versem yeridir. Bir şarkı çıkmıştı, o dönemim çocukluk ergenlik arası duyguların biraz anlamlanmaya başlandığı o süreçte.
Radyoda dinlemiştim şarkıyı ve yeni olduğu için sık çalınıyordu; bana ait o günlerin moda deyimiyle ‘karışık kasetim’ vardı.
Ki, genelde radyodan çekim yaptığımda ortalarından başlardı kayıt. ; ben de bu şarkıyı hep ortalarından yakalardım biraz da cızırtılı…
Bir gün tamamen yakalayabilmiştim ve hatta ismini vermeyeyim ama özel bir radyo frekansından istek yaparak dinleyip kaydetmiştim.
İşte böyle heyecanlarımız da olurdu. Yıllar sonra da severek ve etkilendiğim şarkılardan oldu. Eylül ayında çıkmıştı şarkı tam da yazının temasına uygun oldu sanırım çıkış tarihi.
Söz sana yemin sana söz
Kör olayım yalansa
Değmedi değmez
Yüzüme başka renkte iki göz…
Masum bir çocukluk aşkı konu ediliyordu klipte. Hatırladınız mı?
Klipteki çocukluk aşklar ve masumiyet gözden kaçmazdı elbette.
Ancak her şarkının bir hikâyesi vardır.
Yeşim Salkım bir programda dile getirmiş bu durumu:
“Şarkıyı yazamadım, çıldırdım, mutfağa gittim. Ocağı yakıp kahve yapayım diye. Ocağı yaktım, pof diye bir mavi çıktı. Şöyle baktım, “Ne deli bir mavi bu” dedim. Mutfağa geçiş duvarımda Atatürk’ün resmi vardır. Döndüm. Atamın gözleriyle karşılaştım. Yürüyerek şarkının girişinde yer alacak ‘Eski… Ve yırtık…’ diye şarkıyı söylemeye başladım.”
Ben de okuyunca şaşırdım ama ilginç bir oluşumu varmış şarkının, melodisiyle de gerçekten bütünleşmiş ve klasikler arasına girmiş bile.
İçimizdeki o masum duygular eşliğinde yine bir yazının daha sonuna geldik.
Ancak her yazı sonunda dediğim gibi şarkılar ve daha fazlası için kulağınız CRI Türk radyoda olmaya devam etsin. (“Karışık Kaset” her Çarşamba ve Perşembe saat: 12.00’da CriTürk’te)
(İstanbul 89.4, Ankara 91.6, İzmir 103.7 ve 61 ilde karasal yayınıyla www.criturk.com )
Sevgiyle kalın…
Tuğba SARAÇLAR/Radyo Programcısı
Tuğba SARAÇLAR/kentekrani
Youtube Kanalına Abone Olmak İçin Tıklayınız
www.kentekrani.com 26 Eylül 2021