Yo Soy Un Hombre! (Ben bir erkeğim)
“Duolingo” diye bir uygulamaya takılıyorum bu aralar… İspanyolca öğrenebilir miyim? diye kendimi denemek istedim. Telefonuma yükledim.
Fena gitmiyor elbette… elmaları yiyoruz; sütleri içiyoruz; öğrendiğimiz birkaç cümleyi tekil ve çoğu çekebiliyoruz. Duolingo da, maşallah övgüde hiç cimrilik etmiyor. Doğru yaptığım her cümle için beni övgülere boğuyor; ekranda kızlar sevinçten dans ediyor filan…
Buraya kadar sorunsuz geldim. Hatta aynı türün erkeğine hitap ederken “o” ile bitmesi, kadına gelince “a” ile bitmesi hoşuma bile gitti. (niño= erkek çocuk, niña= kız çocuk) İçimden güldüm bile aslında.. biliyorsunuz, fonetik bilgisinde “o” söylenirken dudaklar yuvarlak hale getirilir; “a” söylenirken düzleştirilir. Yani erkeğe hitap ederken dudakları yuvarlamak, kadına hitap ederken ise “dümdük” söylemek gülünçtü.
Niyeyse artık bu erkekten bahsederken yuvarlama merakı… iyi esprisi döner elbette.
***
Fakat kadınlara hitap ederken “a” sesi cidden güzel bir tını bırakıyor. El hombre=Erkek, La mujer=Kadın…
Kadından bahsederken “la” demek bile onlara karşı pozitif ve sevimli bir ayrıcalık katmıyor mu? Öte yandan erkeğe “el” deyip, son harfle birlikte dudakları kapatarak bir daha hiç konuşmayacakmış gibi küsmek… (zihnimde canlanan imaj bu).. Yoksa ben mi abartıyorum?
***
Birazdan meramıma geleceğim, az sabır…
Mesela çoğul ve eril ifadeler var… başlarına “Los” alıyor. (Los Amigos= Erkek arkadaşlar) Buna karşın çoğul ve dişil ifadelerde başına “Las” alıyor (Las Amigas_ Kız arkadaşlar)
Sonra bazı yer adlarını dişil ifade etmişler… en bilineni “La Casa=Ev. Dişil olması güzel. Eril ifadeye de örnek verecek olursak “El Coche=Araba” demişler. İspanyollarda araba erkek işiyse demek. Halbuki birçok kültürde arabalar erkekler tarafından kadın adıyla sevilir. (“Gönül Dağı” dizisi… Sefer’in minibüsünün adı “Süslü Badegül”)
***
Gelelim zurnanın zırt dediği yere…
Bir topluluğu tarif ederken, içlerinde bir tane bile erkek varsa, eril ifade kullanıyorlar. Dişil ifade kullanmaları için topluluğun tamamının kadın olmasını şart koşuyorlar.
Örneğin, tamamı kadınlardan oluşan topluluktan biri “biz” derken “Nosotras” ifadesini kullanıyor. (‘a’ dişil) ama o toplulukta bir tane dahi erkek varsa “Nosotros” demek zorundalar… Gözünüzde canlandırıp empati yapın lütfen. Kızlar bile kendilerinden bahsederken, grupta bir tane erkek olduğu için grubun tamamının cinsiyetini erkek olarak tarif ediyor… ne üzücü!
Tabi ya… bir tane maskülen abimiz var orada… rajona terss!!!, ona uymazzz!!!
Dalga geçiyorum elbette!
Bu durum beni şaşırttı. Bir araştırdım ki çoğu dil ailelerinde durum böyle…
***
Fakat durun, henüz gitmeyin.
Böyle olmayan diller de var elbette…
TÜRKÇE ve ALTAY DİLLERİ!
Benim uzmanlığım olmadığı için bunu ben söylemiyorum. Branşı dil üzerine olan araştırmacılar söylüyor.
Bakın bulabildiğim bir makalede olay nasıl özetlenmiş? (Enfel Doğan, Türkiye Türkçesinde Cinsiyet Kategorisinin İzleri, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Bahar 2011
Türkçede ve Altay dillerinde ise dil bilgisi bakımından cinsiyet kategorisi yoktur. Türkçede kelime cinslerini bildiren ön ek (artikel) olmadığı için Türkçe kelimelerde dişilik-erkeklik ayrı kelime ile yapılır, yani cins ayrımı farklı kelimelerle belirtilir. Mesela at bir cinsi gösterir; bu cinsin erkeği aygır, dişisi kısrak, yavrusu ise taydır. Sığır cinsi gösterir; bu cinsin erkeği öküz veya boğa, dişisi inek, yavrusu ise danadır. Yine ördek cinsi gösterir. Suna bu cinsin erkeği, burçin ise dişisidir. Akrabalık adlarında kendisini gösteren “anne-baba, nine-dede, ağabey-abla vb.” ayrımı da bu şekildedir.
“Erkeğiyle dişisi için ayrı sözcükleri bulunmayan insan adları ‘erkek, kadın’ sözcüklerinin uygunlarıyla tümlenir: erkek aşçı, kadın hizmetçi, kız kardş… Hayvanlarda bu ayırma ‘erkek, dişi’ sözcükleriyle yapılır: erkek aslan, dişi kaplan, baba hindi, dişi kurt.” (Gencan, T.N. Dil Bilgisi, İstanbul, TDK, 1966: 131, aktaran Enfel Doğan).
***
O vakit şimdi yazının başlığını değiştirme zamanı..
Yo soy un Turco; afortundunamente! (Ben bir Türk’üm. Neyse ki!)