Ankara’nın Taşhan’ı
Bozkırın ortasında modern bir başkent olmak hiç de kolay olmamış.
Cumhuriyetle birlikte başkent seçilen, yokluklar içinde ve ortaçağ kasabası görünümünde bir Ankara…
Süratle gelişmiş, büyümüş ve kısa sürede genç cumhuriyetin başkenti olmayı başarmış.
Bu süreçte; genç cumhuriyetin vizyon sahibi girişimcileri, bu girişimcilerin simgeleşmiş binaları ve markalaşmış işletmeleri Ankara’nın gelişimine katkıda bulunmuş kilometre taşları olmuşlar. İşte bu binalardan biri TAŞHAN’dır.
Damatları olduğum Taşhan Ailesi tarafından yapılan ve işletilen bu binanın biraz da hüzünlü hikayesini, yazılı kaynakların yanı sıra dinlediğim aile büyüklerinin anılarıyla birleştirerek aktarmak isterim.
Ankara’daki Birinci Meclis Binasının yanında yer alan Taşhan, 1892 yılında o yıllarda Ankara Valisi olan Abidin Paşa’nın mektupçusu İsmail Hakkı Bey tarafından inşaa edilmiş. Kesme taşlar kullanılarak inşa edilen binanın adı da buradan gelmektedir. Tamamlandığında ortaya çıkan görkemli yapı merkez durumuna gelmiş ve bölge Taşhan Meydanı olarak anılmaya
başlanmış. O yıllarda ulaşım at ve eşeklerle yapılmaktaydı.
Taşhan’a gelen ziyaretçiler üst katta yer alan odalarda , binek hayvanları ise, Taşhan’ın ahır olan alt katında kalırlarmış. O günün Ankara şartlarında Taşhan’da binek hayvanları ile birlikte kalabilmek önemli bir ayrıcalık ve prestij olarak değerlendirilirmiş. 1920 yılında Hakimiyet-i Milliye adını alan bu meydana ilerleyen zamanda bir Atatürk heykeli konmuş ve meydan bugün de kullanılan Ulus Meydanı adını almış.
Ancak günümüzde bile birçok Ankaralı burayı Taşhan Meydanı olarak da bilmekte. Kurtuluş Savaşı yıllarında bir dönem hastane olarak da kullanılan Taşhan, Ankara Palas yapılıncaya kadar Birinci Mecliste görev yapan milletvekillerinin konaklayabildikleri yegane mekan olmuş.
İsmail Hakkı Beyin ölümünün ardından bina oğlu Cemal Bey tarafından işletilmeye başlanır.
Cemal Bey, İstanbul’da Mülkiye okumuş, Keskin Kaymakamlığı yapmış,neredeyse tüm milletvekilleri tarafından tanınan ,Ankara’nın ileri gelen ve sevilen kişilerinden biri.
Aynı yıllarda Ankara’ya demiryolu geldiği ve ziyaretçi sayısı da çok arttığı için hem konaklama ,hem de yemek hizmetleri alınabilecek tesislere büyük ihtiyaç duyuluyormuş. Yine aynı yıllarda Mustafa Kemal, Taşhan’a çok yakın konumdaki Ankara Garında bulunan Direksiyon binasında çalışıp konaklıyordu.
’’Restoranın adının Karpiç olarak değiştirilmesini Mustafa Kemal Paşa’nın istediği biliniyor’’
Genç Cumhuriyetin yerli yabancı tüm konukları Ankara’nın bu bölgesini ziyaret ediyorlardı.
1928 yılında Cemal Bey, babasından kalan ve ödemekte zorlandığı kredi borçlarına rağmen İş Bankası’dan tekrar kredi alarak o güne kadar ziyaretçilerinin binek hayvanlarıyla birlikte konakladıkları Taşhan’ı , iki katlı yüz odalı modern bir otele dönüştürmüş, “Taşhan Palas”; diğer adıyla “ Hotel d’Angora” ismiyle işletmeye başlamış.Aynı zamanda otelin giriş katına “İmren Lokantası” adıyla bir restoran açılır.
Ancak Cemal Beyin yakın arkadaşı olan Falih Rıfkı Atay ,bu lokantayıişletmek üzere İstanbul Tepebaşı’ndan tanıdığı Georges Karpovitch’i önerir ve bu kişinin Ankara’nın çehresini değiştireceğini söyler. Aslında bu ismi Falih Rıfkı Atay’ın kulağına fısıldayan Mustafa Kemal Paşa’ydı; asıl ismi Kevork Keçeciyan olan ve Bolşevik İhtilalinden kaçan Karpovitch’i
İstanbul’daki istihbarat çalışmaları dolayısıyla biliyordu. Karpovitch’in Ankara’ya gelip Taşhan’daki restoranı işletmeye başlamasıyla restoran büyük ilgi görür ve bu modern müzikli restoran Kentin cazibe merkezi haline gelir. Daha sonra Restoranın adının Karpiç olarak değiştirilmesini Mustafa Kemal Paşa’nın istediği biliniyor.
Karpiç ,Taşhan binası yıkılıncaya kadar o binada kalır;.bina yıkıldıktan sonra ona çok yakın başka bir binada aynı isimle çalışmaya devam eder.
Bu arada Karpiç’in baş Garsonu olan Sergiyev bir süre sonra Karpiç’ten ayrılarak Süreyya isimli benzer bir işletme açar ve o da çok rağbet görür.Karpiç ve Süreyya markaları hala Ankara’da kullanılmaktadır. 1933 yılında Cemal Bey vefat eder ve İş Bankası kredi boçları nedeniyle Taşhan’ı ailenin elinden alır. Sümerbank tarafından alınan Taşhan, Ankara’nın imar planı çalışmalarını yürüten Mimar ve şehir plancısı Hermann Jansen’in tüm itirazlarına
rağmen yıkılarak Sümerbank Genel Müdürlüğü yapılır.
Günümüzde ise, bu bina devredildiği Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesine tarafından kullanılmakta. Cemal Beyin ölümünden önce çıkan soyadı kanununda aile Önol soyadını almayı düşünürken; tüm tanıdıklarının” Sizler Taşhan’ın sahiplerisiniz ve öyle tanınıyorsunuz soyadınız da Taşhan olmalıdır.” demeleri üzerine Taşhan soyadını alır.
Ailenin hayattaki en yaşlı üyesi Cemal Bey’in en küçük oğlu, Türkiye’nin ilk Dış Politika Dergisini çıkaran Seyfi Taşhan’dır. Ankara’nın bir zamanlar en ünlü, prestijli binası şimdi yok. Adı hala biliniyor ve hikayesi Ankara’nın nasıl güçlüklerle geliştiğiningöstergelerinden biri olarak anılarda yaşıyor.
www.kentekrani.com 12 Şubat 2021