Takipçin Kaç Dostum?

0
Sosyal medya ‘aristokratları’ ; 1000 takıntısı; Ben ünlü’yüm sendromu… 
Sosyal Medya ‘alemi’nin Hâl-i Pür-Melâli… 
Ve Arzu Baloğlu’ ndan;(TSE) gibi ‘standartlaşma’ terimi olmaya aday sosyal medyaya ait yeni bir saptama, yeni bir terim: ‘Takipleşmede Sadakat Etkisi’
Takipçin Kaç Dostum?
Son zamanlarda sosyal medyada beni en çok şaşırtan diyalogdu.
Ya da, bu kadar açıkça yüze vurulmayan, nazikçe reddedişlerin o asıl gerçeği şu kısa cümlede gizliydi;
“Abone sayısı en az 1000 olduğunda yayına konuk olabilirim”
Aslında neden bazı ünlü isimlerin her yayına çıkmadıklarını anlıyorum; iyi de neye göre seçim yapılabilir?
Ayrıca ünlü olmak nedir?
Bence sadece çoğunlukça bilinen ve tanınan biri olmanın dışında herhangi bir konuda gerçekten uzmanlık derecesinde bilgiye sahip olan ve kendi çevresinde hayranlık uyandıranlardır. Oysa ki şu an için ünlüler  veya tanınmışlar için hangi kriterler var bilen var mı?
Aslına bakacak olunursa tanınmış olmak hele bizim ülke de hem çok kolay hem de çok zor. İyi de tanınmış olmak ne demektir?
Buna kafa yormak lazım.
Peki, günümüzde nasıl oluyor?
En çok izlenenler, en çok abonesi olanlara bir bakılırsa anlaşılır?
Gerçekten bilgi içeren ve öğreten program veya medya yayınlarına asla bir fikir beyan edemem. Hakkıyla, emekle tanınmak başka bir şey. Ayrıca benim de hayranı ve takipçisi olduğum tanınmış kişiler elbette var.
Bugüne dönersek; tüketim o kadar fazla ki ve güven o kadar düşük ki…
Görsellik çok önemli elbette ama içerik?
İçeriğin bilgi yoğun ve merak uyandırıcı olması gerekmez mi?
Ben kendi aboneliklerime baktığımda veya bana yayın teklifi geldiğinde abone sayısına hiç bakmam, tüm samimiyetle şuna bakarım: Eğer çok yeni ve tecrübesiz değilse içerikte yayıncı ne mesajı vermeye çalışıyor ve neye dokunuyor?
Yayınlarda bir özen ve emek görülüyor mu? Yeni bir bilgi var mı?
Kime ne mesaj vermeyi hedefliyor.
İlk yayın da olabilir, son yayın da olabilir bazen, önemi yok; mühim olan izlenen tarafta bir sadakat uyandırmaktır.
Sadakat ise, tek başına çok anlamlı bir şekilde karşımızda dursa da maalesef bu tüketim ortamında gittikçe önemi azalmaktadır.
Zaten kapital düzenlerde rekabetçilik ile sadakat ne kadar birbirine yakındır?
Yeni nesil yayıncılık dönemine hızlı girdiğimiz bu yıllarda takipçi veya abone sayısı kavramları kararlarda önde olmaya başladı. Bu da ne yarattı?
Takipçi sayısı ve izleme süresini arttırmak için ne yapalım?
Bir anda abone sayısı ve izleme miktarı nasıl artar mesela…
Herkes de bilir ki sosyal medyada bu tür abonelikler, sayısal değerler vb veriler her zaman gerçek veri olmayabilir. Bu durumda yazılımcılar veya kod geliştiriciler yardımcı olabilirler.
Bunun ötesinde izleyici kalitesinin yüksekliği, sayısından daha değerlidir. Ne var ki platformlar sayısal değerleri ölçüp birtakım imkanlar verdiğinden veya ticari gelir söz konusu olunca işte bu durumda yatırım yapmak gerekir.
Kanal sahipleri de sayısal değerleri arttırmak için çeşitli yöntemler denemeye geçiyorlar ve ticari işbirlikleri yapıyorlar bu durumda olay ticari hedef, beklentiye geçiyor.
Sonuç olarak, yayıncı halka hem görsel hem veri anlamında güzellikler sunabiliyorsa, bir vizyon katarak sıradanlıktan uzak bir kalibresi varsa “Takipçi sayısına” bakarak  karar verenlerin değeri bir an diplerde…

Doç. Dr. Arzu BALOĞLU

 

DOÇ Dr. ArzuBALOĞLU/kentekrani

Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız

www.kentekrani.com 07 Şubat 2021

Yazarın Tüm Yazıları