Yerebatan Sarnıcı; “Çok Geç Olmadan !”
Tarih boyunca kesintisiz bir yaşam alanı olagelmiş İstanbul’da su tedariki kentin en önemli sıkıntısı olmuştur.
Aslında günümüzde de yaşadığımız ve yağması beklenen yağmurlardan medet umduğumuz durum uzun binyılların bir mirası gibi.
İstanbul’da su kaynaklarının sınırlı oluşu, su temini için yeni mühendislik çabalarını zorunlu kılmış ve Roma Dönemi’nden itibaren su ihtiyacı, isale hatları ile şehrin dışından karşılanmıştır.
Su kanalları, kuyular, sarnıçlar, su kemerleri gibi suyun bir yerden bir yere taşınmasına yardımcı olan ya da suyun depolanması için kullanılan açık ve kapalı sarnıçlar İstanbul’un mimari mirasının en önemli üretimlerindendir.
Son günlerde çok konuşulan ve tartışılan Yerebatan Sarnıcı projesi de bu bağlamda, İstanbul hafızasını oluşturan en önemli yapılardandır.
23 Haziran’da seçimi ikinci kez kaybeden AKP’nin ve Cumhur ittifakının, aradan nerdeyse 1,5 sene geçmesine rağmen mağlubiyeti kabullenemediğini hemen her alanda gözlemlemek mümkün.
Hatırlarsak, partili Cumhurbaşkanı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini kaybetse de İBB Meclis çoğunluğu ve merkezi yönetimin AKP’nin elinde olmasına dikkat çekmek için “Bunlar topal ördek” demişti.
Hükümet ve İBB meclisinde çoğunluğu oluşturan Cumhur İttifakı, Ekrem İmamoğlu ve ekibini çalışamaz hale getirmek ve halk nezdindeki itibarını tahrip etmek adına her alanda büyük çaba sarf ediyor.
Bankalar kredi vermiyor, projeler yasal prosedürlerle oyalanıyor ya da iptal ediliyor. Son günlerde kamuoyunda da oldukça ses getiren Yerebatan Sarnıcı restorasyonu bu sıcak gündemlerden birisi.
Bir önceki İBB yönetimi zamanında ihaleye çıkan ve projelendirilen Yerebatan Sarnıcı restorasyonu güncel tespit edilen ve önceden öngörülemeyen bazı sorunlar sebebiyle yeni bir revizyona ihtiyaç duymuştu.
Temel olarak yapını statik sorununa denk gelen ve ayakta kalmasını güçleştirecek bir süreci hızlandıran bu duruma karşı, İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı tarafından, alanında uzman kişilerden oluşturulan bilim kurulunun hazırladığı rapor koruma kuruluna sunuldu ve yaklaşık 2 ay yanıt için bekletildikten sonra reddedildi.
Reddedilme sebebine dair bir açıklama yapılmazken asıl sebebin ne yazık ki politik hesaplar ya da inatlar olduğu söylemek gerekiyor.
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat tarafından kamuoyuyla paylaşılan görüntülerde Yerebatan Sarnıcının ciddi statik sorunları olduğu ve acil bir müdahaleye ihtiyaç duyduğu rahatlıkla söylenebilir.
Yerebatan Sarnıcı proje müellifinin ES YAPI Şehircilik Mimarlık Restorasyon San. Tic. Ltd. Şti. olması ise akla Galata Kulesi’ni getiriyor.
Es yapı Galata Kulesi’nde çok tartışılan “hiltili” müdahalenin sorumlusu firma.
Galata Kulesi’nde uygulamayı yapan firmanın 3 günde aldığı Koruma Kurulu onayı, İBB Yerebatan sarnıcında yaklaşık 2 ay beklemek zorunda kaldı ve nihayetinde onaylanmadı.
Tekrar kısaca sarnıcın anlatısına dönersek; İstanbul’da 4. yüzyılda Roma’nın başkenti olmasıyla suyun temini ve muhafaza edilmesi imparatorluk kenti için elzem olmuş ve açık ya da kapalı sarnıçların yapımı başlamıştır. Daha çok manastır, saray veya kilisenin alt yapıları olarak inşa edilmişlerdir.
Kesin olmamakla birlikte İstanbul’da toplamda 158 adet sarnıç bulunmaktadır.
Erken Bizans İstanbul mimarisinin en önemli yapı örneklerinden biri olan Yerebatan sarnıcı 6. yüzyıla tarihlendiriliyor. Erken Bizans Dönemi başkentinin temel ve görkemli simgele yapı yaklaşık 100 bin ton su depolama kapasitesine sahip.
Osmanlı döneminde iki defa restore edilen sarnıç, Cumhuriyet Döneminde İstanbul Belediyesi tarafından müze haline getirilerek ziyarete açılmış ve sarnıçta sandalla gezilebilir bir düzenleme yapılmıştır. Daha sonra gezi platformunun yapılmasıyla 1987’de tekrar ziyarete açılmıştır.
1994 yılında yeniden büyük bir temizlik ve bakımdan geçirilen yapı bu son müdahaleyle günümüze gelmiştir.
Sarnıcın kuzeybatı köşesindeki iki sütunun altında kaide olarak kullanılan iki Medusa başı Roma Çağı heykel sanatının en güzel örneklerindendir. Sarnıcı ziyarete gelenlerin hayretler içerisinde seyrettikleri IV.yy ait bu başların hangi yapıdan alınarak buraya getirildiği konusunda kesin bir bilgi olmamakla birlikte Medusa Heykellerinin Sarnıcın inşasında salt sütun kaidesi olarak ihtiyaç olduğu için kullanıldığı görüşü araştırmacılar arasında genel kabul görmektedir.
İstanbul’da ki en büyük kapalı sarnıç olarak kullanılan yapının yaklaşık 1500 yıldır süren, su ile olan mesaisini devam ettirmek adına bir an önce harekete geçilmelidir. Yerebatan Sarnıcının bekleyecek bir günü bile yoktur.
İzzet Umut ÇELİK/Akademisyen
İzzetUmutÇELİK/kentekrani
Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız
www.kentekrani.com 19 Aralık 2020