“Cumhuriyet’i afişleyen adam” İhap Hulusi 122 Yaşında.

0

“Cumhuriyet’i afişleyen adam”

İhap Hulusi 122 Yaşında.

– “Elli yıllık hayatımda, doğal olarak birçok zorluk yaşadım. Fakat bu zorluklara karşın, Türkiye’ye ilk renkli afiş resmini getirmiş bir ressam olarak memnun ve bahtiyarım.”  (İhap Hulusi Görey)

Türk grafik sanatının kurucusu ve reklamcılığın ilk büyük isimlerinden olan grafik tasarımcısı, illüstratör İhap Hulusi Görey (28 Kasım 1898 – 27 Mart 1986); 122 yıl önce bugün, Mısır’ın başkenti Kahire’de doğdu. Babası Ahmet Hulusi, Mısır’ın ünlü mimar ve müteahhitlerinden biri idi. Mısır’da ilk otomobil ona aitti. Aile; Kemahlı (Erzincan) bir albay olan dede Yusuf Paşa’nın Mısır’da görev yapan Osmanlı Valisi’nin emrinde ve hizmetinde görev yapması (vali yardımcısı) nedeniyle Mısır’a gelmiş, 1’inci Dünya Savaşı’nda Kahire’nin İngiliz işgaline uğraması üzerine İstanbul’a dönmüştü.

İhap Hulusi, ilk ve orta öğrenimini Kahire’deki İngiliz okullarında yaptı. Almanya’da yaşayan bir ressamdan posta ile resim dersleri aldı (1917), resim eğitimi görmek için Almanya’ya gitti (1920). Önce Münih’te Heimann Schule atölyesinde iki yıl ve sürekli olarak bütün gün modelden resim çizdi. Yaşamını resim yaparak kazanmaya karar verdiğinden, kendisini maddeten daha kolay tatmin edecek resmin ticari şekli olan afiş ve gazete resimleri yapmayı daha uygun buldu.

Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasından sonra gerçekleşen ilk sergi olan 1923 Galatasaray Sergisi’ne Almanya’da yaptığı çalışmaları ile katıldı.

Osmanlı Ressamlar Cemiyeti (Güzel Sanatlar Birliği) tarafından düzenlenen ve Türkiye’de resim sanatının gelişiminde önemli etkisi olan bu geleneksel karma serginin açılışında; Osmanlı Hanedanı’nın tek ressam üyesi 2’nci Abdülmecid adına yardımcısı Ekrem Bey, Gazi Mustafa Kemal Paşa ve eşi Latife Hanım adına da İstanbul Milletvekili Hamdullah Suphi Tanrıöver, Besim Ömer Akalın, Ruşen Eşref Ünaydın, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Yusuf Akçura , Türk Ocağı Yönetim Kurulu, ressamlar, gazeteciler hazır bulunmuştu.

İhap Hulusi, sonrasında Kungstgewerbe Schule’nin afiş bölümüne iki yıl devam ederek eğitimini tamamlayıp İstanbul’a döndü (1925).

– “Afiş resimlerimi daha sonra dünyaca tanınmış olan Alman afiş ressamı Ludwig Hohlwein ve bu alanda şöhret yapmış diğer bazı Alman ressamlarına gösterdim. Beni tahminimin üstünde beğendiklerini belirterek, Amerika’ya gitmemi bile öğütlediler. Bu beğenilerini bana yazdıkları yazılarla belirttiler.”

Sachplakat (poster stili) öncülerinden Alman poster sanatçısı Ludwig Hohlwein’a (1874-1949) göre, İhap Hulusi; “her zaman ince, kibar, duygulu ve ciddi kalmasını bilen ve daima iyi ilerlemeler gösteren iyi bir sanatçı” idi ve eserleri bir yorum ve hareket sağlamlılığı ve kendine özgü bir renk duygusallığı taşıyordu.

DIŞİŞLERİ’NDEN AKBABA’YA

Arapça, Almanca, İngilizce ve Fransızca bilmesi nedeniyle babası tarafından Dışişleri Bakanlığı’na girmesi istendi. Ailenin 3’üncü, 4’üncü 5’inci, 6’ncı ve 7’nci İnönü (İsmet) ile 1’inci Bayar (Celal) Hükümetleri (1925-1938) döneminin Dışişleri Bakanı (1925-1938) Tevfik Rüştü Aras ile dostluğu, İhap Hulusi’nin bakanlığa girmesini sağladı; ne var ki, iki gün sonra görevinden istifa etti. Benzer bir girişim, Türk Ocakları Başkanı Hamdullah Suphi Tanrıöver aracılığı ile tekrarlandığında (kendi ifadesiyle “Ankara’ya gönderildiğinde”), üç ay sonra yine istifa etti ve yaşamını resim yaparak kazanmakta ısrar etti.

Kendisini tanıtmak için önce Türk edebiyatının en uzun soluklu (1922-1977) haftalık siyasi mizah ve edebiyat dergisi Akbaba’da tiyatro ve sinema oyuncusu, yönetmen Ahmet Fehim’in ressam, illüstratör oğlu Münif Fehim Özarman ve karikatürist Ramiz Gökçe ile birlikte karikatürist olarak çalıştı.

Bu karikatürleri bilinen karikatürlerden değil, “resim karikatür” idi. Derginin sahibi Yusuf Ziya Ortaç’a göre; “alışılmadık, görülmedik bir sanat işi”… İmza yerinde bir üçgen ve eski harflerle İhap Hulusi (1923).

İLK SİPARİŞ AFİŞİ

Zamanla afiş çalışmalarına ağırlık veren İhap Hulusi; afişi yaparken, “buluş”un önemine değinerek, “Seyredenlerin ilgisini çekmeli ve düşündürmeli” diye yorumladı. İlk afiş siparişi, İzmir’den İnci Diş Macunları’nın reklam afişi idi (1927). Siyah-beyaz çalıştığı afişte, gülen siyahi bir kadını resmetmiş, 10 lira kazanmıştı.

İhap Hulusi, almış olduğu eğitime dayanarak yaptığı reklamları; “resimle reklam yapmak”, “ticareti alakadar eden resim nevileri”, “ilân resimleri” olarak değerlendiriyordu. Münif Fehim portrecilik ve dergi illüstrasyonculuğunda, Ramiz Gökçe karikatürde direnirken; o, İstanbul’da kendi atölyesini kurarak farklı bir yol çizdi (1929) ve birçok gazete ilanı ile afiş siparişi almaya başladı. Kulüp Rakısı etiketi (1930) ve Atatürk’ün siparişi üzerine yıllarca ilkokul birinci sınıflarında okutulan Türk Alfabesi’nin kapağını (1932) tasarladı.

Kulüp Rakısı için çizmiş olduğu şişe etiketini; şair, öğretmen ve TBMM 3’üncü dönem Elaziz (Elazığ) Milletvekili Fazıl Ahmet Aykaç (GS’li eski futbolcu ve teknik direktör Eşfak Aykaç’ın babası) ile birlikte içki masasında çekilen bir fotoğrafından, foto gerçekçi bir anlayışla tasarlamıştı.

– “Yahya Kemal Beyatlı, Mithat Cemil, Ahmet Haşim, Orhan Seyfi Orhon ve Yusuf Ziya Ortaç ile birlikte eski Lebon Pastanesi’nin (Fransız Eduard Lebon’un “Şark Aynalı Pasajı” olarak anılan Beyoğlu’ndaki Passage Oriental’da 1886’da açtığı İstanbul’un ilk pastanesi) müdavimleri idik. Orada bir akşam rakılarımızı yudumlarken o anı ölümsüzleştirmek isteği ile söz konusu etiketi çizdim.”

– “Atatürk; Alfabe’nin kapağına kendisi ve Ülkü’nün resimlerinin konulmasını istemiş, kapağını da benim yapmamı emir buyurmuş. Doğruca Ülkü’nün bulunduğu Eskişehir’e gittim. Ülkü’nün kaldığı yeri soruşturmaya başlayınca benden şüphelenmişler. Polis, beni tutukladı. Doğru Emniyet’e. ‘Aman, zaman!..’ derken işi anlattım, inanmadılar. Ülkü’yü bulup resmini yaptım. Sonra da Alfabe kapağına resmi ile birlikte montajını yaptım.”

İhap Hulusi Görey; Garanti Bankası (Garanti BBVA), Sümerbank, TARİŞ, Türk Hava Kurumu (T.H.K.), Türk Kızılay, Türk Ticaret Bankası (TTB), Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD), Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakanlığı (Hazine ve Maliye Bakanlığı), Türkiye Emlak Kredi Bankası, Türkiye İş Bankası, Türkiye Zirai Donatım Kurumu (TZDK), Yapı ve Kredi Bankası, Yeşilay, Ziraat Bankası ve birçok özel kuruluşa çalışmaları ile hizmet verdi.

Çoğu taşbaskısı olan yüzlerce çalışma ile 50 yıllık bir dönemin sanayi, kalkınma, ticaret ve toplumsal yaşamın gelişmelerini belgeledi. Yeni kurulmuş bir devletin ilk uzman tasarımcısı olarak tanındı. Cumhuriyet’in 10’uncu yılında, yaptığı hizmetlerden dolayı kendisine Atatürk tarafından kol saati hediye edildi (1933). Viyana Uluslararası Afiş Sergisi’nde “Bursa” ve “İzmir” adlı afişleri ile derece aldı (1948).

Türk Tayyare Cemiyeti Tayyare Piyangosu için 45, TEKEL için 35 yıl çalışan İhap Hulusi; bu süreçte yurtdışında da adını duyurdu.

Bayer AG’nin afiş ve etiketleri, Mısır’ın Tekel İdaresi, Şehir Hatları ilanları, Fratelli Branca Distterie’nin ürettiği İtalyan likörü Fernet-Branca, Gruppo Campari’nin ürettiği İtalyan vermutu Cinzano, John Haig & Company’nin ürettiği İskoç viskisi Haig afiş ve etiketleri İhap Hulusi tarafından yapıldı.

Birçok sergi açan İhap Hulusi’nin Beyoğlu’ndaki (İstanbul) ilk sergisi, Türkiye’nin de ilk grafik tasarım sergisidir (1935).

İhap Hulusi, 1978’de Grafikerler Meslek Kuruluşu Onur Üyeliği’ne seçildi.

ÖZEL YAŞAMI

İhap Hulusi, dört kez evlendi. Son eşi Naşide Hanım, “27 yıllık beraberliğimizde onu hiç yaşlı gibi görmedim” demişti. Uzun sürecek bir evlilikle sonuçlanan bu ilişkinin ilginç bir öyküsü var.

İstanbul Elmadağ’da (Şişli) Hilton Oteli yeni açılmış. İhap Hulusi ve arkadaşlarının yeni buluşma yeri, otelin lobideki barı. Günlerden bir gün, otelin önünde ticari bir taksi durmuş. İçinden uzun boylu, esmer güzeli genç bir kadın inmiş. Resepsiyona yönelip bir oda isteyen kadın, İhap Hulusi ve arkadaşlarının dikkatini çekmiş.

Ertesi gün İhap Hulusi ve arkadaşları, bu kez Lebon Pasanesi’ndelermiş. Bir gün önce Hilton’da gördükleri o güzel kadın, yanında bir bayan arkadaşı ile içeri girivermiş. Erkekler yarışa girmiş, hatta iddialaşmışlar. O güne değin kadınların boynuna atladığı, hatta gereksiz ilgilerinden rahatsız olan İhap Hulusi, gidip genç kadınla tanışmaya karar vermiş. Yerinden kalkıp yanlarına gitmiş, kendini tanıtmış:

– “Merhaba!.. Ben, İhap Hulusi. Yanınıza oturabilir miyim?”

Bu yakışıklı adamın cüreti karşısında kadınlar şaşırmış. Ama inceliğii, masalarına oturması için yeterli olmuş. Kadın, kendini ve arkadaşını tanıştırmış:

– “Ben, Naşide. Bu da arkadaşım. Mısır prenseslerinden.”

– “Öyle mi? Ne rastlantı! Ben, Mısır doğumluyum, biliyor musunuz?..”

Sohbet için bütün kapılar ardına kadar açılmış. Söyleşinin sonunda yeniden buluşmaya karar vermişler. İlk tanışmalarından kısa bir süre sonra birbirlerine âşık olmuşlar.

SON YILLARI

Suluboya çalışmalarının yanı sıra, son yıllarında hat sanatını çağcıl duruma getirerek başarılı örnekler veren İhap Hulusi Görey, yaşamının yine son yıllarında çizim yeteneğini yitirdi ve tanıtımını yaptığı hiçbir kurum tarafından sigortalanmamış olduğu için Şişli’deki (İstanbul) dairesinde yoksulluk içinde yaşam savaşı verdi. Çevresindekilere mektup yazdıysa da; sanatçı onuru nedeniyle uzun süre gönderemeyen sanatçıya, Milli Piyango için yaptığı çizimlerden dolayı az bir aylık bağlandı. Ne var ki, bu parayı kullanmaya yaşamı yetmedi ve 27 Mart 1986’da Şişli’deki dairesinde 88 yaşında yaşamını yitirdi.

KARDEŞLER, AKRABALAR

 İhap Hulusi’nin dört kardeşinin en büyüğü olan Zeynep Oyvar (1898-1993), 34’üncü Osmanlı Padişahı 2’nci Abdülhamid’in Bahriye Nazırı Bozcaadalı Hasan Hüsnü Paşa’nın gelini. 26 yıl evli kaldığı ilk eşi Mahmut Nedim Oyvar (sanayi üretimini konu edinen ilk kadın ressam, illüstratör Sabiha Rüştü Bozcalı’nın amcası); Ergani Bakır İşletmeleri, Şirket-i Hayriye ve Umum Sigorta’nın kurucu ve sahiplerinden idi. Oyvar çifti, 2’nci Abdülhamid tarafından sarayın resmi terzisi ve modacısı olan Hollanda uyruklu Jean Botter için İtalyan mimar Raimondo D’Aronco’ya yaptırılan yedi katlı ünlü Botter Apartmanı’nın da (Beyoğlu, İstanbul) ikinci ve son sahibi idiler.

Zeynep Oyvar’ın bir yıl evli kaldığı ikinci eşi ise Tepedelenli Ali Paşa’nın torunu Menna Tepedelenli. Zeynep Oyvar’ın, kendisine ilk eşinin babasından kalan 20 trilyon lira değerindeki miras davası sürecinde 28 yıl önce Beyoğlu 2’nci Sulh Hukuk Mahkemesi kararı ile evlatlıktan çıkarılan manevi kızı (gerçekte kardeşi Yavuz Görey’in kızı) Emine Resa Selbes (69), Ishtar Dış Ticaret Ltd. Şti.’nin sahibi.

— İhap Hulusi’nin bir öteki kardeşi Nevgece Erel de, 2’nci Abdülhamid’in Konya’ya sürdüğü Şinasi Hakkı Paşa’nın gelini. Eşi Dr. Ali Şinasi Erel’in ölümünden 15 gün sonra o da yaşamını yitirmişti. Kızı Tüli’nin ikinci eşi ise, geçtiğimiz 7 Ekim’de 95 yaşında yaşamını yitiren Profilo Holding A.Ş.’nin kurucusu iş adamı Jak Kamhi.

 İhap Hulusi’nin kardeşlerinden Yavuz Görey (1912-1995), mimar ve Cumhuriyet döneminin ilk heykeltıraşlarından biri.

Samsun’daki şaha kalkmış at üzerindeki Atatürk heykelinin yanı sıra Avrupa ve Türkiye Güzeli (1952) Günseli Başar ile Türkiye Vücut Geliştirme Şampiyonu (1953) Reşit Örer’in modellik yaptığı İstanbul Üniversitesi Atatürk ve Gençlik Anıtı (1955), İhap Hulusi’nin kardeşlerinden Yavuz Görey’in eseridir (Hakkı Atamulu ile ortak).

 İhap Hulusi’nin Mısır’da önde gelen müzecilerinden biri olarak ölen kardeşi Nihat Hulusi üzerine yazık ki, ayrıntılı bir bilgi bulunmuyor.

Selçuk GÜR/Gazeteci

selcukgur@msn.com

Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız

www.kentekrani.com 28 Kasım 2020