ÜTOPYA
Eğitimde yaman çelişkiler
Anaokulları ve İlkokulların belli sınıflarının yüz yüze eğitim kararı ile birlikte son derece zor ve çelişkili konular gündeme gelmeye başladı.
Sağlık kurumlarından gelen bilgiler tüm dünya genelinde salgının etkisini yitirmeden devam ettiğini açıkça gösteriyor. İran, Fransa ve Almanya gibi ülkeler hasta sayılarının beklediklerinin çok üzerinde olduğunu iletiyorlar. Bu bağlamda bireylere çok iş düşüyor ancak ne yazık ki; kişisel korunma yöntemlerinin başında gelen maske, mesafe ve hijyen kurallarının benimsenerek ya da alışkanlık haline getirilerek uygulanmadığını hemen hemen bütün ülkelerden gelen haberlerden takip edebiliyoruz.
1)Bu zor koşullarda son derece şaşırtıcı bir biçimde öğrencilerin okullarının bir an önce açılmasını istedikleri, dijital platformlardan aldıkları eğitimden verim alamadıkları şikâyetlerini dinlemeye başladık. Birden Mart 2020 öncesine gidiyorum derslere gelmek istemeyen, okula uğramak, sorumluluk almak istemeyenler aklıma geliyor. Acaba döndükleri memleketlerinde veya evlerinde, eğer varsa birlikte yaşadıkları ailelerinde neler oluyordu. Oradaki huzursuzluklar, mutsuzluklar mıydı onları okulun aslında onlar için hem eğitim hem de yaşama bağlayan bir kurum olduğunu anlamalarını sağlayan. “Bir an önce dersler bitsin okul bitsin de kurtulayım şuradan” denilen yer neredeyse koşa koşa gelmek istedikleri bir mekân haline dönüşmüşü. Çünkü nereden bakarsak bakalım okul öğrencilere özgürlük alanı sağlayan, akranlarıyla yaşamı paylaştıkları, hayatı öğrendikleri mekânlardan en önemlisiydi
2)Dijital platformlara uyum sağlamak göründüğü kadar kolay bir şey değil ciddi bir biçimde teknolojiyi yönetmeniz gerekiyor. Cep telefonlarına bağımlı olmayalım diye uğraşan, “başınızı kaldırmıyorsunuz” diye söylenenler de dahil olmak üzere aslında biraz da pabucu dama atılmış olan bilgisayarlar şimdi çok gözde oldu. Ekonomik olarak döviz kurlarındaki artışın da etkisiyle fiyatları misliyle katlanmış durumda. Teknolojiden uzaklaşalım derken her birimiz zor koşullarda çalışan birer çağrı merkezi çalışanı gibiyiz. Kamera, mikrofon ayarları, sistem şifreleri, derken önemli bir konu daha var ki o da öğreticilerin teknolojik araçlarının ne durumda olduğu, öğrencilerin ki mâlum haklı olarak gündemde ama ya öğretmenlerin durumu, bilgisayarları var mı, internet paketleri ne durumda, okuldaki bilgisayarlar, donanımları ve alt yapı ayrı dert, evlerdeki ayrı. İşte bu yaman çelişkilerle başlıyor Güz dönemi. Tüm öğrenci, öğretmen ve yönetici konumunda olanlara tüm zorlukların üstesinden gelebilme sabrı diliyorum. Umarım tüm dünya bu salgından bir an önce kurtulabilme mucizesine kavuşur. Maskeye, hijyene, aramızdaki mesafelere önem vererek sağlıkla kalmamız ümidimle…
Prof. Dr. Olcay Bige AŞKUN/Akademisyen
Prof. Dr. Olcay Bige AŞKUN/kentekrani
Youtube Abone Olmak İçin Tıklayınız
www.kentekrani.com 12 Eylül 2020