Adnan DİNÇER/Futbol İnsanı, Akademisyen-Yazar
FUTBOLA İHANET !
Mayamızda olan önemli gerçek, yaşadıklarımızdan ders almamaktır!
Futbol geçmişte klas futbolcuların oyuna daha çok etki yaptığı subjektif ağırlıklı oyun idi.Her ne kadar 11 kişi ile oynansa da oyunda daha çok yıldızlar konuşulurdu.
Açıkçası yıldızların dikkat çektiği bir ağırlık zihinlerde yer ederdi.Bu aşamada her ülke kendi yıldızını takımdan çok hatırlardı.Dünyada Pele,Didi,Beckenbauer,Valter ve Charlton kardeşler,Mazzola,Di Stefano,Puskas,Garrincha,Rivera,Yaşin vb.Uzar gider bu tablo .
Bizde ise, Lefter,Baba Hakkı,Baba Recep,Metin Oktay,Turgay Şeren… Ancak bizimkilerin fanatizmi körükleyen bir taraftar gücü yoktu.
Centilmenlik üst düzeyde idi…
Karınca Ezmez Şevki vardı rahmetli; hepimiz onun ne kadar Galatasaray’lı olduğunu bilsek de alkışlar, bağrımıza basar ve saygılı olurduk.
Hitler Berlinde Panterimizin büyüdüğü maçta 2-1 kaybedince ruhundaki kirliliği o gün ortaya koymuştu!
Ben bir gün Derwal’e sordum ve bunu da yazdım.
“İkinci Dünya Savaşı’nı yaşayan sizin nesil nasıl tekrar ortaya çıktı?” Derwall;savaş bitince sağ kalanlar istenilen bir karşılaşmada seçilen futbol alanını bombalardan temizlenmiş iken bir patlamamış bomba nedeniyle bomba ekipleri haberdar edilmiş ancak maç saatine dek yoğunluktan müdahale yapılamamış.
Maça yakın bizzat kendisi ve arkadaşları patlamamış ölümü göze alma pahasına bombayı etkisiz hale getirip savaş sonrası ilk maçlarını böyla oynadıklarını o günleri adeta yaşayarak anlatmıştı.
Savaş yıkımına karşın futbolda Alman sistemini kuran Herberger ile başlayan ekol yolculuğu , Helmut Schon,Derwall,Beckenbauer,Wogts ve Low’e kadar uzayan süreç ile devam etti ve ediyor.
Bu hatırlatmayı yaparken günümüze gelen futbol gerçeğiyle buluşturmak gerekir.
Ancak ülkemizdeki hatalı yapı hala devam ediyor.
Değişim ve başarının gerçeği Edirne’den dışarı çıkınca karnemize yansısa da önemsemiyoruz.Futbolda ve sportif anlayışta çok geriyiz.Atatürk’ün “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur!” uyarısı anlaşılmak istenmedi.Şark kafası ile “parayı bastırır alırım!” zihniyeti burada da öne çıktı !
Şimdi tam da bunu yaşarken her anlamda futbol enstrümanları bulunsa da kendi gücümüzü futbol karakterimizi ortaya koyacak gelişmeyi kuramadık.
Her şey tamam gibi gözüküyor ama uygulama ve sonuç yok.
Artık endüstriyel sömürüye teslim olan futbolumuz yabancı sayısını 14’e çıkardığı gün açıklamayı yapan Teknik adama karşı hatırlatma yaptım ama Dolar ve Euro galip geldi.
Kadrolar artık bu işin dışındakilerin eline geçti ve daha çok da bizim gençlerimizin dışında oluştu.
Futbol kadroları yaşlı ve kalitesiz kişiler temel alınıp su gibi para harcanarak kurulurken gençlerimizin yetenekli olanları imha edilmekte…
Gerekli desteği almadığı için ‘kurgu teknik adam’larca formayı kapmakta engellenen gençlerimiz harcanmakta…
Futboldaki değişimin rotası bellidir.
Futbol bir takım oyunudur ve karşı kaleye oynanır ve rakipten gelecek tehlike topu kazandığı anda iyi savunma ile yerinde mücadele ile yok edilir.
Bu bir anlayış ve eğitim gerçeğidir.
İnsan organizması ve becerisi bu gerçeği içine alan alan antrenman metodları ile gelişir.
Bu gelişme, ‘ısmarlama’ futbolcu mantığıyla sağlanamaz.
Futbol bu anlamda acil değişime muhtaçtır.
Beşiktaş ve diğer kulüp çalışmalarında içinde bulunduğum eğitim başarılarları görmezlikten gelinse de biz, futbolu biliriz !
Adnan DİNÇER/Futbol İnsanı, Akademisyen-Yazar
Adnan DİNÇER/kentekrani
www.kentekrani.com 6 Ekim 2020