Teoman Aslan ‘Kadıköy’de Hayvanlı Yaşam’

0

Teoman ASLAN/Veteriner Hekim

GİZMO

Kadıköy’de Hayvanlı Yaşam

Bir önceki yazımda Kadıköy’ün hayvan yaşamı ile ilgili genel bir tablo çizmiştim. Bu yazımda artık bizler için vazgeçilemez olan kedilerimizin ve köpeklerimizin refahı için ne yapmalı, onlara nasıl davranmalıyız ? diye söz gireceğim.

Yakın çevremizde komşularımız, yakınlarımız ve kendimiz evlerimizde bir veya birden fazla kedi ya da köpekle birlikte yaşamaktayız. Bu aile fertlerimizin yanında kapımızdan çıktığımız anda bizi karşılayan, bacağımıza sürünen, poşetimizi koklayıp, peşimize düşüp, bize bir süre refakat ederek dostluğunu gösteren sokak fertlerimiz de var elbette. Ve biz bu hayvanların refahının korunması için tabii ki elimizden gelen çabayı göstermek istiyoruz. İşte burada, bu çabayı gösterirken sokak hayvanlarına nasıl yaklaşmalı ve onları nasıl mutlu edebilirizi yazacağım.

Bu hayvanların da evlerimizde beslediğimiz kedi ve köpeklerimiz gibi öncelikli olarak istedikleri sadece sevgi, ilgi ve yakınlık. Onlara bu düşünceyle yaklaştığımızda bunu hissedecekler ve mutlu olacaklardır. İllaki fiziksel temas kurmanız gerekmiyor. Bir sözcük bile yeterli olup, ilgilerini çekebilecektir. Onlar için sokakta, doğada olduğundan daha fazla tehlikenin olması nedeniyle sizin ona yaklaşımınız -hele de daha önce hiç temasınız olmadıysa- onların ürkerek tepki vermesine ve korkmalarına neden olabilir. İşte bu durumda fiziki temasa kalkışmanız sizden uzaklaşmasına ve bazen de agresifleşmesine neden olacaktır. Ona küçük bir yiyecek parçası vermeniz size olan güvenini artıracak ve yaşamak zorunda olduğu bu ortamda kendini daha güvende hissettirecektir.

Sokağımız, park ve bahçelerimize kuş bakışı (çağımızda bu sözü drone bakışı olarak değiştirmek daha doğru olacak gibi J) baktığımızda birçok kedi ve köpeğin, belirli alanlarda yoğun yaşadığını göreceğiz. Bu durum, bu bölgelerdeki insanların hayvanlara yukarıda sözünü ettiğim sevgi, ilgi ve yakınlığı göstererek onlara güven vermeleri sonrasında besleme odakları kurup, refahlarını sağlamasının bir sonucudur. Ancak bu noktada bazı hatalı hayvan sever davranışların yapıldığını belirtmek isterim. Özellikle beslemede gıdanın seçimi, miktarı ve besinin hayvanlara verilme biçiminde doğru seçimlerin yapılmadığı görülmektedir. Örneğin, hayvanların pek de tercih etmeyeceği ev yemekleri ve sulu gıdaların verilmesi, uygun olmayan yerlere bırakılması doğru bir hayvan besleme davranışı değildir. Ayrıca, mamaların çok miktarda abartılı bir şekilde verilmesi, bu besinlerin karga, martı, fare ve sinek gibi hayvanlara cazip ortam oluşturmakta olup, bakteriyel ve paraziter birçok enfeksiyona yol açmaktadır. Bunların dışında, uygun olmayan beslenme alanları doğum yapan kedilerin yavrularının karga gibi hayvanlarca telef edilmesine neden olmaktadır. Tüm bunlar hayvanlarımızın refahını bozmakta ve sağlıklarını da tehdit etmektedir. Ayrıca kediler için konulan kedi evlerinde üreyen pireler ve kediler arasında çok hızlı bulaşan viral enfeksiyonlar deri problemleri ve toplu ölümlere neden olmaktadır. Ek olarak, kedi evlerinin olduğu alanlara dışarıdan kedi bırakılmasının da oldukça yaygın olduğu gözlenmektedir ki bu durum o ortamda yaşayan yerleşik hayvan popülasyonunda çeşitli sorunlara yol açmaktadır. Dolayısıyla hayvanlarımızı beslerken, uygun mama ve su kapları kullanmak, makul miktarda mama bırakmak, onları tehlikeye sokmayacak alanlarda besleme yapmak ve hijyen kurallarına uymak doğru hayvan sever davranışları sergilememizi sağlayacaktır.

  

Yukarıda söz ettiğimiz gibi onlar artık bizim vazgeçilmezlerimizdir. Kadıköy’de bu bilincin oturmuş olması sayesinde ilgili kurumlarda kendilerine düşen görevleri yerine getirme gayretindedirler. Bu konuda hizmet üretip, yatırıp yapmaktadırlar. Peki yeterli midir? Kısmen evet ancak tabii ki tamamen yeterli olduğunu söyleyemeyiz. Bunun pek çok nedeni var elbette. Bunlardan burada bahsetmeyeceğim. Ancak bir sonraki yazımda 1980 yılında Kadıköy’de göreve başladığım dönem ve sonrasında Kadıköy Belediyesi ve Kadıköylülerle nereden nerelere gelindiğinin hikayesini anlatmak istiyorum Sevgi ve dostlukla kalın.

Bu yazımızı da bir Orhan Veli şiiri ile tamamlayalım.

Hayat Böyle Zaten

Bir evin bir köpeği vardı;

Kıvır kıvırdı, adı Çinçon’du, öldü.

Bir de kedisi vardı: Maviş,

Kayboldu.

Evin kızı gelin oldu,

Küçük bey sınıfı geçti.

Daha böyle acı, tatlı

Neler oldu bir yıl içinde!

Oldu ya, olanların hepsi böyle..

Hayat böyle zaten!..

Orhan Veli Kanık

Teoman Aslan/Veteriner Hekim

TeomanAslan/kentekrani

Abone Olmak İçin Tıklayınız

www.kentekrani.com 22 Eylül 2020