BEŞİKTAŞ’IN KURTULUŞ REÇETESİ
Beşiktaş muhabirliğim şans eseri başlamıştı. Yıl 1995 Kanal 6 televizyonunda muhabirim. Stajerlikten yeni çıkmıştım. İzmir’de tatil yaparken telefonum çaldı; Beşiktaş muhabiri isten ayrılmıştı. telefondaki kişi müdürüm Faik Çetiner’di; ”Pasarportunu al gel, Beşiktaş’ın Rosenborg deplasmanına sen gideceksin”. O günden bu yana aradan Beşiktaş camiasında çok şey yaşadım. İlk muhabirlik yıllarım Süleyman Seba’lı yıllardı. Tadına doyum olmaz günler, gazeteciliğin, muhabirliğin yapıldığı yıllar. 2000’li yıllardan sonra entrikaların döndüğü, Seba’nın kapıdan sokmadığı kişilerin göreve gelmesiyle kabuk değiştiren bir camia. Ama yapılan bunca kötülüğe, şaibeye, hainliğe rağmen bir şekilde ayakta duran 117 yıllık bir camia. Bir gün uzun uzun yazacağım; neler oldu, kimler satıldı, kimler, kimleri satın aldı, Beşiktaş’ın kasası nasıl soyuldu, Beşiktaş’ı kimler merdiven gibi basamak olarak kullandı, kimler Beşiktaş sayesinde servet sahibi oldu? Tabii sadece bu sorular değil… Mesela Süleyman Seba’nın Beşiktaş’a hediye ettiği Akatlar, Pendik, Yeşilköy tesisleri kimlere peşkeş çekildi? Seba’nın büyük emeklerle kurduğu Beşiktaş Koleji neden kelepire satıldı? Seba ve arkadaşlalarının gözü gibi baktığı Fulya Tesisleri nasıl Beşiktaş’ın elinden alındı? Bu işten kimler zengin oldu? İlerleyen zamanlarda bir belgesel yapılacak cinsten yaşanan hainlikler…
Beşiktaş’ın bir önceki yönetimi hakkında çok çeşitli söylentiler ortaya çıktı ki tribünler uzun süre ”Paralar Nerede?” diye bağırdı. Çebi ve arkadaşları göreve gelirken Fikret Orman ve o yönetimdeki kişilerden hesap soracağının sözünü verdi. Aradan 11 ay geçti. Ben bu döenem sonunda hesap sormanın olmayacağına inanmaya başladım. Zaten Orman yönetiminde yer alan birçok yönetici de bu anda aktif görevde. İşin tuhafı ”Hesap soracağız” diye söz veren Beşiktaş başkanı ve yöneticiler o dönemdeki yöneticilerden medet ummaya başladı.
Gözlerime inanamadım. ‘Bırakmam Seni’ kampanyasında o hesap sorulacak yöneticiler kampanyaya katıldı ve ayakta alkışlandı. Gerçekten çok duygusal anlardı!
Medyada muhabirlerin haber getirme, okuyucu veya izliyeciye sunma dönemi bitti. Artık PR şirketleri bu işi yapıyor.
Mesela spor sayfalarında boy boy bir haber; ”Beşiktaşlı eski yönetici Hüseyin Yücel 1903 Bırakmam Seni Tişörtü satın alarak kulübe büyük katkı yaptı…”
Tabii ki haber PR ajansından çıkma. Hüseyin Yücel, hani Beşiktaş’ın yeni yönetimi tarafından hesap sorulması beklenen yönetimde yer alan bir kişi. Kendisi Bahçeşehir Koleji ‘nin sahibinin oğlu. Beşiktaş Koleji’ni ucuz bir rakama satın alarak Seba’nın kurduğu okula sahiplenen birisi. Haberi yayınlayan birçok medya kuruluşunda çalışan gazeteci çocuklarının okuduğu kolejlerden biri Bahçeşehir Koleji.
Beşiktaş’ın 40 bine yakın kongre üyesi var ama Seba’nın ardından kulübü yöneten kişi sayısı 100’ü geçmedi. Kurtarıcı diye göreve gelenler kurtulması gerekenlerden…
Fikret Orman 2012 yılında Beşiktaş başkanı olduğunda hep şunu sordum; Orman ne iş yapıyor, vergi tabelasında ödediği vergileri araştırdınız mı, eski ve yeni ortağı veya ortakları kimler, eski ortağıyla mahkemelikse bu dava ne üzerine?… Ve ardından şunun haberini yapmıştım; Fikret Orman Yıldız Teknik Teknik Üniversitesi mezunu olduğunu söylüyor. Lütfen diplomasını gösterebilir mi? Ve şunu da sordum Fikret Orman hangi kriterle Beşiktaş’ın başkanlı oldu? Çok tepki aldım. camiada birçok kişi Orman’a sorduğum bu sorular nedeniyle beni beşiktaş düşmanı ilan etti? Onlara göre, camianın evlatlarından biriydi ve zor günde elini taşın sokmuştu.
Orman beni defalarca mahkemeye verdi, hatta terörle mücadele şubesine gidip ifadede verdim. 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası beni ve gazeteci arkadaşlarımı sorgulayan savcı ve tüm polisler FETÖ terör örgütü zanlısı olarak ya kaçtılar ya da hapsi boyladı. O darbe girişimi gerçekleşseydi bugün büyük ihtimalle hala hapisteydim.
Ben ve gazeteci arkadaşlarım terörle şubede ifade verirken bizleri koruması gereken dernek başkanları Orman’la el ele yürüdü. Orman zaman zaman muhabirlere konferans verip onlara gazeteciliği nasıl yapmaları gerektiğini anlattı.
Dün Orman’ın yanında yer alanlar bugün kendilerine başka sığınacak kişiler buldu.
Maalesef kaybeden Beşiktaş oldu ve olmaya da devam ediyor.
Bu düzen tabii ki değişecek. Seba veda konuşmasında şunu söylemişti; “Ben dostlarımdan korkarım. Ah dostlarım ah…” Beşiktaş nasıl düze çıkacaksa Türkiye’deki medya düzeni de değişecek. Beşiktaş’ın kurtuluş reçetesi Süleyman Seba’nın bu sözlerinde gizli; “Beşiktaş’a hizmet etmek istiyorsanız kimsenin adamı olmayın”.
Erce KAFTAN/Spor Yazarı
Erce KAFTAN/kentekrani
www.kentekrani.com 17 Eylül 2020